MENÜ

Ayıp, yazık, günah

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

“Hani Beşiktaş’ın değerleri? Hani saygı, hani sevgi? Cordoba’ya belden aşağı vurdular, ayıp ettiler, emeğe saygı göstermediler.” “Oysa ki, o, asla bir Zalat olmadı. Aksine, bu camiaya sayısız güzellikler yaşattı. Bir yönetici bile onu savunmadı. Utanın...” Zalat diye bir kalecimiz vardı. Beşiktaşlı için bilmem, ama benim için yaşarken ölen bir oyuncuydu. Futbolcu demiyorum, oyuncuydu. İyi oynadı... Paraları kaptı, gitti. Ancak Cordoba öyle değil. Beşiktaş için, Beşiktaşlı için, hatta benim için öldükten sonra da yaşayacak bir sporcu... Farkında mısınız; 100. Yıl kadrosundan, Tümer’in dışında hiç kimse 2006-2007 sezonunda kadroda değil... İbrahim Üzülmez, Başkan’ın kontenjanından kalıyor. Demek ki, o günden bugüne günlük yaşanmış, geleceğe yatırım yapılmamış. Ve bugünlerde de Tigana’nın yaşadığı sıkıntılar ortada. Kadro silbaştan... Seba’dan bugünlere... Neyse, ligler bitiyor. Kadro konusunda transfer döneminde çok konuşup, yazacağız. Ancak bugün yaşananlar, Beşiktaşlı’yı, yukarıda da belirttiğim gibi çok üzüyor... Hani Beşiktaş’ın değerleri? Hani saygı, hani sevgi? Bakın, sportif anlamda en verimli dönemlerin başkanları Süleyman Seba’nın, Serdar Bilgili’nin gidişindeki üzücü görüntülere... Bakın, 100. Yıl şampiyonluğundaki anahtar isimler Zago, Ronaldo, Pascal ve Emre’nin, Beşiktaş ailesinden dışlanmasındaki yaşananlara... Ve son olarak da Sergen ile Cordoba’nın gidişine... ‘Adam gibi adamdı...’ Böyle mi olmalıydı? Allah aşkına, böyle mi olmalıydı? Sergen’in Türkiye’deki durumu belirsiz. Onu hep konuştuk, yazdık. Varlığı bir dert, yokluğu bir dertti. Galiba, daha çok gazete sayfalarını, televizyon ekranlarını dolduracak. Ya Cordoba... Ayıpların en büyüğünü ona yapıyorlar. Emeğe saygısızlık dışında, terbiye sınırlarını da aşarak belden aşağı vuruyorlar. Yazımın başında belirttiğim gibi, Cordoba bir Zalat değil, hiç olmadı. Cordoba ‘adam gibi adam’... Hem de ‘adamların kralı’. Dört sezondur Beşiktaş’ta. Beşiktaş’ta en olumsuz anlarda bile sıkıntı yaratmamış, bir idman kaçırmamış. Yedek kaldı diye ‘arıza’ yapmamış. Kısacası; parası verilmemiş susmuş, yedek kalmış susmuş... ‘Onlar, kan emiciler’ Bugün, bilhassa topu oyuna sokmada, genç kalecilerin idolü olmuş... Onun için Cordoba’ya yapılanlar ayıpların en büyüğü. Galatasaray maçı yaşanmamış olsaydı... Saygısız, sevgisiz ve seviyesiz saldırılar olmamış olsaydı... Kırmasaydık da 2-3 sene daha Türkiye’de kalıp, kaleci yetiştirme konusunda eğitici olsaydı... Ancak bazı ‘kan emiciler’ bunu çok gördü. Kirli yüzlerini göstererek, Cordoba’yı lekeleyerek prim yapma uğruna belki de Türkiye’de geleceğe yönelik kalecilerin yetişmesinin önüne set koydular. Tebrik ederim, başardılar! Asıl üzüntüm ne, biliyor musunuz? Fenerbahçe’yi muhteşem bir oyundan sonra yenip kupayı almışsın. Doya doya bu kupa şampiyonluğunu bile yaşayamıyorsun. ‘Kalbimizde yaşayacak’ Sonra Galatasaray’a 2-1 yenildin diye, göklere çıkardığın kalecini ateşe attın. Tek bir yönetici de çıkıp, “Beşiktaş kalecisi maç satmaz” demedi. Cordoba’ya sahip çıkmadılar, üstelik gidişine de çanak tuttular. Yakışmadı... Hiç yakışmadı... Neresinden bakarsan bak, neresinden tutarsan tut, ayıp oldu. Bu ayıba çanak tutanlar utansın. Güle güle Cordoba... Böyle olmasını sen istemedin, biliyorum. Ne yapacaksın, burası Türkiye. ‘Komplo teorileri üretme merkezi’. İyi ki vardın. Beşiktaş ailesine çok güzellik yaşattın. Seni yaşarken öldürdüler. Ama bil ki, benim için ölürken de yaşayacak bir isim olacaksın. Zalat’ın 100. Yıl formasında ismi yoktu, ama senin ismin hep kalbimizde olacak.

YORUM YAZ