Aferin çocuklar

Haberin Devamı ›
Beşiktaş taraftarından sonra en çok sevdiğim topluluktur Göztepeliler... Onları bu derece galeyana getiren, isyan ettiren polisin de, artık bazı şeyleri masaya yatırması lazım. Çünkü devlet talimat vermiş, kulüpler tedbirini almış, çözümler üretiyorlar. Ancak polis aynı polis, ‘biber gazı’ sıkıyor.Yok böyle bir şey. Yani buna da ‘Yeter baba’ yetti, artık.Bu sezon alışkanlık olmuştu; müsabakaların önüne olayların çıkması. Doğrudüzgün sahanın içine giremiyoruz. Beşiktaş tur atladı. Tebrikler... Zaten dünkü şartlarda başka birşeyi düşünmek abesle iştigal olurdu. Daha doğrusu ‘ayıp olurdu’ ters bir netice. Hani bu kadarı da olmazdı herhalde.Neyse, benim ‘aferin’im Göztepe’ye. Kadroya bir bakın. 1988 doğumlu Cenk Gönen, Anıl Taşdemir. 1987 doğumlu Yusuf Büküşoğlu, 1986 doğumlu Aydın Kuzu, Metin Şengül, Erdal Kocaaycan, 1985 doğumlu Süleyman Çarıkcı, Özkan Sert, Hakan Susamcılar, Enver Işık, Kerem Gülbahar ve 1984 doğumlu Gökhan Kula, Hüseyin Bak... Genç değil, gencecik bir kadro. Aferin... Eğer Göztepe Yönetimi sabırlı olup bu takıma güvenirse, mazisini bulur... Yeter ki sabretsinler.Ve son paragraf da Beşiktaş ailesine... Sezon başında da söyledik: “Eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına ‘nur’ yağardı.” Beşiktaş ilk yarının sonunda ‘nur’u bulamadı. Ancak ders alacağı çok şeyler olmuştur kanısındayım. Hele dünkü Göztepe maçının çok ama çok şey ifade etmiş olması lazım. Devre arasına huzurlu giriliyor. Şapkaların öne koyulması lazım. Söylenecek tek bir şey var: Bu takım gençleşmeli... Hem de ivedi olarak. Bu uzaklarda değil, çok yakında. Aşağıda, bakınca görecekler. Bir de Gaziantep, Diyarbakır, Denizli, Sakarya ve Konya’ya bakacaklar, orada kendi çocukları var. Yanıyorlar, tutuşuyorlar.Yapın bir yiğitlik de, ‘söndürün bu çocukların ateşini.’İşte Beşiktaş’ın elediği takımın ruh hali... Göztepeli gençler, maçtan sonra Beşiktaş soyunma odasına geldi. Forma değil ayakkabı istediler. Çünkü oynayacak kramponları yoktu. Şu an onlara saygım bin kat daha arttı.