1960'la gelen 3 puan

Haberin Devamı ›
Fenerbahçe ve Trabzonspor maçlarından çıkan sonuç, dünkü derbinin beraberlik düşüncelerini de ortadan kaldırdı. Beşiktaş iyi mi oynadı, hayır. Ama ne yaptığını biliyordu. Cenk, Toraman, Ersan, Aurelio, Nobre ve Guti, kısacası takımın tamamı haddini bilerek, hocanın verdiği taktiği düzenli uygulayarak maçı kazandı. Herkes, Schuster’in sahaya çıkardığı takımı eleştiriyor. Ama benim 5 aydır birebir tanıdığım Schuster, öyle inatçı, kinci bir hoca değil. Formayı, başına dert açsa da eşit dağıtmak istiyor. Peki kulübede ya da tribünde olan oyuncular, özeleştirilerini yapıyor mu, ‘ben neden yokum’ diye? Sebebi, ya özel yaşantıları ya da kendilerine bakmamalarıdır. Cenk’e üzüldüm. Mükemmel bir maç çıkardı ama uzatmada gol yedi. Fakat o üzülmesin, iyi kaleci kötü gol yer. Guti’de peygamber sabrı var. Bir insan bu kadar sakin, bu derece sabırlı oynar mı? Boşuna Guti olmamış. Ben bir de üzüldüm Üzülmez’e... Dünkü maçta sahada görmek isterdim. Sevindim İsmail’e, Pino’ya adım attırmadı. Topla kavga etmeyen ama topun onu sevmediği Holosko’nun yerine giren Ali Kuçik’i de kutluyorum. Beşiktaş dün, sahadaki futbolcular gibi tribünde de eksikti. Bir gün önce yaşanan olumsuzluklar, onları da biraz etkilemiş.
Maçın özetini söyleyeyim mi size? Penaltı dahil, 76. dakikaya kadar Galatasaray kalecisi Ufuk yere yatmadı, Cenk ise yerden kalkmadı ama Beşiktaş 2-1 kazandı. Bu 3 puan, hem Sofya maçı öncesi iyi geldi, hem de moralleri yerine getirdi. İlginç olan bir şey de hocanın eleştirdiği 1960 futbolunu dün Beşiktaş sahada uyguladı. Demek ki hocam, şartlar insana her atraksiyonu yaptırıyor. Ee burası Türkiye!