Uygulamak önemli

Haberin Devamı ›
‘Kurumsal Yapı’ söylemi bir şarkı gibi büyük kulüplerimizin gündeminden düşmüyor. ‘İstikrar’ da öyle... Ancak, uygulamaya baktığımızda, bunların hayata geçmediğini herkes görüyor. Mesela sezonun ilk çalışmasında medyanın Samandıra’ya alınmaması. Basın ordusunun inşaat tepelerinde görüntü kovalaması, temeli sağlam bir yapıda acaba yaşanır mıydı? Yaklaşık 8 yıldır başarıyla idari menacerlik görevi yapan, neredeyse günün her saatinde mesai veren ve çok da iyi bir Fenerbahçeli olan Volkan Ballı’nın bulunduğu ortamdan alınmasının, ‘istikrar’ ile bağdaşması mümkün mü? Daum, daha önce 3 yıl çalıştığı biriyle mi iyi anlaşır, yoksa hiç tanımadığı menacerle mi? Hasan Çetinkaya ile herhangi bir sorunum yok. Ben, sadece işleyişin yanlışını vurgulamaya çalışıyorum. 3 yılda iki şampiyonluk kazananan Daum’u göndermek, Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final oynatan Zico ile yolları ayırmak, ‘istikrar’ ve ‘kurumsallık’ kavramlarıyla nasıl örtüşür? Yıllar sonra tekrar Daum’a dönülmesi de, geçmişte hata yapıldığının açık belgesidir.
Sırf Avrupa Şampiyonu İspanya’nın hocası diye Aragones futbol takımımın başına getirildi. Sezon sonunda ise kapının önüne konuldu. İspanyol hoca ile yapılan garip sözleşme yüzünden Fenerbahçe 8 milyon TL tazminat ödemek zorunda kaldı. Bu sonucu ‘kurumsal yapı’ çerçevesine asabilir miyiz?
ÖSS’de dört yanlış bir doğruyu götürüyor. 11 yıldır süregelen Aziz Yıldırım iktidarında fazlaca doğru işler yapıldı. Ancak yanlışların sayısı hızla artıyor. Böyle giderse, doğrular birer birer yok olacak. Harcanan onca emek, para ve zaman ne yazık ki boşa gidecek.