Trabzon'a patladılar

Haberin Devamı ›
Fenerbahçe hep öndeydi ilk bölümde. Trabzon’dan daha fazla koştu, topun karşısına geçen futbolcu sayısı, liderden fazlaydı. Alex’in topu yiyecek kadar hırs yapması, Gökhan’ın 90-100 mil şiddetinde rakibin solundan esmesi, Sarı-Lacivertliler’i öne çıkardı. İlk haftalarda rakiplerin korkusu olan ve sonra dinlenmeye çekilen Niang, sanki Bordo-Mavililer’i beklemişti.
Mehmet Topuz da öyle. ‘Maç konsantrasyonu nasıl olur’un cevabını koydu sahaya Fenerbahçe. Emre, üretimde geri kalsa da rakibi bozmada ve açık kapatmada ilk sıradaydı. Bazılarının gitsin dediği Selçuk, topun bulunduğu her yerde duvar oldu. Kırmızı kart görmesi de hırsının yansımasıydı. Santos istekli, Dia durgundu. Takım oyununda da Trabzon’a üstünlüğü bırakmayan Fenerbahçe, skor olarak da önde kaldı.
Sarı-Lacivertliler, koydukları pozisyon yasağını ikinci yarıda da kaldırmadı. Jaja ve Umut ceza alanını göremediler. Şenol Güneş’in, üç değişiklik hamlesi de işe yaramadı. Selçuk-Jaja ikilisi dışında, Fenerbahçe’ye direnen çıkmadı. Olmak ya da kopmak maçında, Sarı-Lacivertliler beklentilerin üstünde mücadele ederek anlamlı bir galibiyet elde etti. Fenerbahçe her yönden önde başladığı 90 dakikayı önde kapamasını bildi. Şampiyonluk yolunda da Trabzon’un ensesine yapıştı.
Trabzon karşısındaki Fenerbahçe; oyun anlayışı, sorumluluk ve takım kurgusu olarak belki de bu sezon en iyi performansını sergiledi. Sarı-Lacivertliler ligin bundan sonraki maçlarında da bu mental yapıda yürümeye devam ederse, herkesin mucize olarak gördüğü 17 maçta 17 galibiyet hedefini vurabilir.