Protestoyu anlayamadım

Haberin Devamı ›
Fenerbahçe rakip kaleye organize gidemedi, çünkü Alex yok. Brezilyalı’nın pozisyonunda oynayan Ali Bilgin, Semih’le çift forvet gibi durdu. Deivid çok top ezdi, Gökhan eski maçlarını arattı.
Uğur Boral, kaybettiği tüm toplarla tribünlere saç baş yoldurttu.
Roberto Carlos gayretliydi, Mehmet Aurelio topun olduğu her yere gitti. Uzun bir aradan sonra şans bulan Kemal, görevini yapmaya çalıştı. Diego Lugano hırçın, Edu acemi gibiydi. Volkan inanılmaz bir hata yaptı, tribünlerin yüreği ağzına geldi. Semih 3 top indirdi, ama ne yazık ki etrafında kimse yoktu.
Antalya kampında ikinci yarı için hazır görüntüsü veren Fenerbahçe, Büyükşehir Belediye karşısında ilk yarıda vasatın altında kaldı. Buna rağmen devreyi önde bile kapatabilirdi. Fenerbahçe kötü futbol sergiledi. Bunu anlayabiliyorum ama, bu takım Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıktı, ligin ilk bölümünü averajla lider Sivasspor’un arkasında tamamladı. Daha ikinci yarının ilk maçında tribünlerin protestosu vardı. İşte bunu anlayamadım. Sanki Büyükşehir Belediye, çok kolay bir lokmaydı. Bu takımın, ilk yarı da Fenerbahçe’yi yendiğini herhalde tribünler unuttu.
Fenerbahçe’nin sıkıntıları ikinci yarıda da devam etti. Arthur Zico; Kazım Kazım, Vederson ve İlhan Parlak’ı sahaya sürerek tüm riskleri aldı. Bu değişiklikler de Sarı-Lacivertli devi uyandırmaya yetmedi. Dakikalar 81’i gösterdiğinde, İstanbul Büyükşehir Belediyespor İlyas ve Gökhan’ın golleriyle 2-0 galip durumdaydı.
İşte bu dakikadan sonra Fenerbahçe, ateşin üzerine benzin dökülmüş gibi alev aldı. Önce Lugano, ardından Deivid ile skoru eşitlediler.
Fenerbahçe, son dakikada kazandığı gollerle altın değerinde bir puan daha aldı.