Nankörler

Bu nasıl bir kin. Bu nasıl bir kıskançlık. Bu nasıl bir fırsatçılık. Bu nasıl bir aymazlık. Anlayan varsa beri gelsin. Fenerbahçe’nin sahalarda bileğini bükemeyenler, UEFA’ya mail, yağdırmış, fax ve telefonlarla “ispiyon manyağı” yapmışlar. Yetmemiş İngilizce, Almanca ve Fransızca olmak üzere üç dile çevrilmiş 4 dosya da evrak postalamışlar.
Fenerbahçe’nin güç durumlara düşmesi, kara çalınması belli ki, onların yaşam kaynağı. Fenerbahçe’nin başta futbol olmak üzere dibe vurması, onların aşı, ekmeği, suyu. Demek ki onlar, Fenerbahçe’nin sıkıntıya düşmesinden yaşamlarını sürdüren bir tür tufeyli.
Onlar aynı zamanda vefayı bir “semt“ zanneden nankörler ordusu. Neuchatel Xamax maçını çabuk unuttular. 5-0 kazandıkları maç, şaibeli görüldüğü için tescil edilmemişti. Onlar için kilise ve katadrel çanları tehlikeli çalıyordu. Ama Fenerbahçe’de başkanlık yapmış Ali Şen, ebedi dostluğunu göstererek, mesele Türkiye olduğu için onları bataklıktan çekip almıştı. O dönemde bir tek Fenerbahçeli ne fax çekti, ne telefon yağdırdı, ne de belge toplayıp dosya yolladı. Çünkü önemli olan Türk futboluydu.
Onlar çok korktular. Bunda da haklıydılar. Çünkü Fenerbahçe her dalda onlara karşı açık ara önde gidiyordu. Korkuyorlardı çünkü Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’ne katılırsa, final oynayabilir, hatta kupayı bile Kadıköy’e getirebilirdi.
Herkes biliyor ki, 50 yıldır futbolun içinde şike, teşvik, hatır gönül işleri oluyor. Zalad’lar, 20.45’ler, 4 yıl arka arkaya kazanılan şampiyonluklardaki 96. dakikalar asla unutulmaz. 14 Nisan kararlarının arkasına saklanıp, Fenerbahçe’yi “günah keçisi” yapmak, Türk futbolunu temizlemez. Çok değil, filmi 10 yıl geriye sarıp izlemek yeterli. İşte o zaman Türk futbolunu temizlemek kolaylaşır.
Eyyamcı UEFA ve onun işbirlikçileri, medyada ahkam kesenler, çok iyi bilmelidir ki Fenerbahçe asla yıkılmaz. Fenerbahçe üzerinden mutlu olmak size haram. Fenerbahçe sizin her dönemde mega korkunuz olacak. Yabancı ve yerli yıldızları elden çıkarılsa dahi, Fenerbahçe, PAF takım ile sizin kabusunuz, korkulu rüyanız olmaya devam edecek.
Haberin Devamı ›
Yönetemediler
Haberin Devamı ›
Gelelim kriz dönemini acemice geçiren Fenerbahçe yönetimine; Bir komisyon oluşturup baskı kuramadınız. Günü kurtaran demeçlerle tribünlere oynadınız. Boşuna kimseyi suçlamayın. Yardım ve destek taleplerinin yüzüne bile bakmadınız. Demek ki Aziz Yıldırım tek adam olmakta haklıymış. Şunu çok iyi biliyorum ki, şayet Aziz Yıldırım cezaevinde değil de dışarıda olsaydı, asla sizin gibi yapmaz, ortalığı yırtar, çalınmadık kapı, çıkmadık makam bırakmazdı. Sportif direktör ve teknik sorumlu Aykut Kocaman kadar cesur durabilseydiniz, şimdi sonuç daha farklı olabilirdi.
Çifte standarttan da beter
Fenerbahçe’nin yerine Trabzonspor’un Şampiyonlar Ligi’ne gönderilmesi, skandal ötesi bir karar. Dünyayı paylaşmaya, soymaya doymayan emperyalistler, kendi kurumları olan UEFA’da da diledikleri gibi at koşturuyorlar. UEFA’nın Trabzonspor tercihinde, Türkiye Futbol Federasyonu’nun payı olduğuna inanmıyorum. Mehmet Ali Aydınlar’ın nasıl bir Fenerbahçeli olduğunu bilmeyen yoktur. Onun başkanı olduğu bir kurumda, bilinçli şekilde Fenerbahçe’ye zarar vermek imkansızdır. Federasyonun rest kozunu neden kullanmadığı şu anda soru işareti. İlerleyen dönemlerde bu sürecin detaylı şekilde açıklanması, kamuoyunun aydınlatılması şart oldu. Yoksa ortada dolaşan soru işaretleri, Türkiye Futbol Federasyonu’nun başını çok şişirecek.