Arama

Popüler aramalar

Güç birliği

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Fenerbahçe de İstanbul gibi. Sarı-Lacivertli camiada üzüntüyü, sevinci, kavgayı, muhalefeti, zaferi, yenilgiyi, karamsarlığı, umudu, protestoyu, sevgiyi aynı sezon içinde yaşayabiliyorsunuz. Belki de Fenerbahçe’yi büyük yapan etkenlerden biri de bu özelliğidir.

Amatör şubelerin başarıda tavan yaptığı dönemde, futbol takımı ilk yarıda mutsuzluk hormonu salgıladı. Beğenilmeyen oyun, başarısız sonuçlar ve liderin 9 puan gerisinde kalmak Fenerbahçe’nin huzurunu bozdu.
Taraftar tepkisini koyarken, camia şampiyonluktan umudunu kesti. Yönetim, teknik kadro, futbolcu üçgeninin oluşturduğu ‘güç birliği’, takım içindeki olumsuz havayı dağıttı. Sonra taraftar desteği, bu oluşumun içine girdi. ‘Güç birliği’ seri galibiyetleri getirdi. Lider Trabzonspor da 7 puan kaybedince, Fenerbahçe şampiyonluğun en iddialı isimleri arasındaki yerini aldı. Kadiköy’de kar, fırtına, donduran soğuk, yerini üç haftada Akdeniz iklimine bıraktı.

Alex’le yeniden iki yıllık sözleşme yapılması kadayıfın kaymağı oldu. Aykut Kocaman ile Alex’in arasının iyi olmadığını savunanlar bu sonuca pek sevinmese de, Fenerbahçe camiasında bu nikah büyük ses getirdi.
Futbol şubesinde işler düzelirken, muhalefet de sesini duyurdu. Sarı-Lacivert dünyada belli bir kesim bu çıkışa doğal olarak tepki duydu. Ne yapalım, Fenerbahçe bu işte! Her durumda rengarenk olma huyunu bir türlü bırakmıyor. Güneşli ve sıcak günlerin devamı yine ‘güç birliği’ne bağlı. Stratejik hatalar yapılmaz, Aykut Kocaman ve öğrencileri de üzerlerine düşeni unutmazlarsa, Fenerbahçe üç yıllık şampiyonluk özlemine bu kez demir atar.