Arama

Popüler aramalar

Fenerbahçe'nin büyüklüğü

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Futbolda dostluğun kardeşliğin çağdaşlığın inşaa edilmesi için tüm kurumların kararlı adımlar atmasını söyler dururuz. Çünkü olması gereken bu. Ancak son günlerde sanki tekere çomak sokuldu. Mehmet Topuz olayındaki gelişmeler sel olurken, iyi düşenceleri kum gibi alıp gitti.
Bir kızı isteyen çok olur ama, kızın gönlü kimdeyse ona gider. Mehmet Topuz, “Ben Beşiktaş’tan başka takımda oynamam” diyor. Kayseri’nin yapacağı en şık davranış futbolcusunu huzurlu bir ortama uğurlamak olmalıydı. Bence Topuz olayında Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi, iki büyük kulübün karşı karşıya gelmesinin tek sorumlusu Kayserispor cephesinin ikili oynamasıdır. Ne yazık ki, ezeli rakipler de bu tuzağa düşmüştür.
Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören’in, “Mehmet Topuz’u Fenerbahçe’nin elinden aldık” gibi tamamen tribüne oynamayı amaçlayan bir söylemle çıkış yapması da etik olmadı. Demirören’in bana göre gereksiz olan beyanı, bu kez Fenerbahçe cephesinde misilleme yanlışına sapma hamlesini zorumlu kıldı. Sarı-Lacivertli yöneticiler parayı basıp Mehmet Topuz’un bonservisini aldılar.
Hani kimse kavga istemiyordu. Daha yeni sezon başlamadan iki büyük, silahları çektiler. Fenerbahçe ve Beşiktaş, Mehmet Topuz olayında yanlış yollara girdiler. Ama henüz kaybolmadılar. Bu iş Federasyon, Tahkim, UEFA, FİFA ve CAS sınırlarına dayanmadan büyüklere yakışır şekilde bitirilmeli.
Eğer bir futbolcu, açık açık, “Ben Fenerbahçe’de oynamam” diyorsa, ben yönetici olsam; onu Kadiköy sınırlarına sokmam. Mehmet Topuz’u Fenerbahçe’nin aldığını varsayalım. Önemli maçlarda hele hele bir Beşiktaş derbisinde Mehmet kötü bir performans sergilerse, hesabını kim verecek.
Ne demişti üstat İslam Çupi, “Fenerbahçe’nin büyüklüğü bir başka büyüklüktür” bunu anlamayan futbolcunun ya da yöneticinin Fenerbahçe’de ne işi var.