MENÜ

Zafere kaçış

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

İnanılmaz bir atmosfer. Berlin Olimpiyat Stadı’nın dün geceki makyaj rengi Sarı-Kırmızı. 40-45 bin Türk ve müthiş bir senfoni, ruha ruh katan. Ölüyü diriltir vallahi. Lincoln kaptan. Ultra şık. Kulaklarınız çınlasın, anlayan anlar. Hele futbolu! Bunun literatürde tek açıklaması var; ‘resital’. Yüzünden neşe, kramponundan şovun eksik olmasın. Sayende Herta kalecisi Drobny yerden kalkamadı. Patronluk rolünde gösterdiğin performansla, kaç Oscar’a aday olurdun tahmin etmek zor.
Ayhan’ın yokluğu ne yalan söyleyeyim herkesi tedirgin ediyordu. Ama Mehmet Topal ve Barış Özbek kimsenin hasretini çektirmedi. Ayrıca haftalardır, ısrarla olmazsa olmaz diye iddia etiiğim Barış Özbek’in arzusu diğerlerinden biraz daha fiyakalıydı. Orta alan makina gibi çalıştı. Ah Kevell ile Arda biraz daha motive olsalar sonuç farklı olurdu. Hertalı futbolcular için tek çare vardı; o da sertlik. Almanlar öyle acımasızlardı ki önemli bir sakat vermediğimiz için şükür edelim. Neyse biz rakibine adım attırmayan, hataya zorlayan konuk takımda kalmıştık. İtalyan birinci yarıda veremediğini 68’de verdi. Kevell sebebiyet, imza da Milan Baros’a kaldı. Berlin’de gece gündüze dönüşüverdi. Sonrası karamboller ve defans.
Servet, Metalist maçını geçmişe gömen hareketleri, sonradan oyuna giren Emre’nin can alıcı kademeleri, Sanctis’in güvenli eldivenleri zafere giden yolun haritasıydı sanki. Son olarak bütün takımı kutluyor, ayrıca Lincoln ve Barış’a selamlarımı gönderiyorum. Yahu bu takıma bir şey oluyor. Ne yapacağımızı şaşırdık. Bir öyle bir böyle. Ama Avrupa’da mükemmelin ötesinde.

YORUM YAZ