Yolun açık olsun

Haberin Devamı ›
Edirne dışında kaybolan kimlik, bulunabilecek mi. Rakipler için yine Galatasaray ismi kabus olabilecek mi. Ve en önemlisi gerçekler tarihle tekrar birleşebilecek mi...
Tüm bu hayallerin hayata geçmesi için, sadece bir 90 dakika var. Hadi bakalım dilerseniz gruplara giden yola çıkalım.
Seyirci sezon başından beri ilk kez kapalı gişe. Olması gereken, bu. Kramponlara gelince Kewell yok, Arda var. Yine sevmediği kulvarda ama sadece 31 dakika. Hasan yok, genç Serkan nöbette. Bu kadar sakattan sonra Mehmet Topal’ın görevinin başında olması sevindirici. Gecenin en hareketli adamı Lincoln’ün yarattığı penaltı, Baros’un filelerle buluşan vuruşu iş bitti, Bellinzona paydos. Gerçi Basel’de film kopmuştu. Sonrası mı, rehavet çöktü. Sıkıntıdan baygınlık geçiriyorduk, biz de taraftarlar da. Gürkan Sermetel’in dengeyi sağlaması bile kimseyi tedirgin etmedi. Buna Skibbe ve öğrencileri de dahil. Öyle ki pas hataları devam etti. Küçük çapta kaoslar yaşandı, tabii ki tehlikeler de. Pazar gününü düşünüyorlar desem, büyük takımların mantelitesine yakışmaz. Baros, Lincoln, Mehmet Topal biraz da Servet dışında gerisini tanıyamadım. Hele genç Serkan ve Alparslan’a bir çift lafım olacak. Elinize böyle bir fırsat geçiyor, siz elinizin tersiyle reddediyorsunuz. Allah’tan Yaser son noktayı koyuyor da, jenerasyonunu kurtarıyor bir anda.
Amacını gerçekleştiren ve Kadıköy’de finali hedefleyen Galatasaray, derede boğulmayarak şimdi denize açılıyor. Esas sınav bundan sonra. İnanıyorum ki, ‘kağıt üzerinde yıldızlar topluluğu’ bu imajından gün geçtikçe sıyrılacak. Yolunuz açık olsun.