Yıldırım çarptı!

Haberin Devamı ›
Elazığ’da yaşanan faciadan sonra maçın ne keyfi, ne de heyecanı kaldı. Her zaman olduğu gibi geçmiş olsun denecek, ateş düştüğü yeri yakacak, bize de unutmak düşecek; ta ki yenisi gelene kadar. İçinizi karartmayalım, futbola sarılalım çaresizce.
Eskişehir’de öyle bir atmosfer yaratılmış tek kelimeyle Es-Es’e bravo. Liderin belki de en zor deplasmanı. Rijkaard da farkında, sağlama gitmiş, Dos Santos yerine Ayhan!
İlk 45’te pozisyon kıt, Joe ve Keita’nın yarattığı enstantaneler dışında boş, bomboş dakikalar. Futbol eh, orta şekerli, fazla kontrol gına getiriyordu. Konuk takımın golü mü? İşte tam üstüne bastınız. Akşamın başrolünde Bülent Yıldırım, ‘es’ geçilecek gibi değil. İki el, biri verildiği zaman Galatasaray’ı öne geçirebilecek, diğeri verilmediği takdirde gol yedirecek, ikisini görmeyen bir düdük, hem de ne düdük, gözlerine perde inmiş adeta. Sonuç, Yıldırım’ın dediği oluyor: 1-0. İkinci yarı gol yine adresten, bu kez haram değil. Doğru bir değişiklik Dos Santos, yaratılan penaltı. Bir puan için sarf edilen çaresizlik... Yenilginin faturasını sadece hakeme çıkartmayacağız, biz beyefendiden daha insaflıyız sanırım. Anlayamadığımız şekilde anlamsız bir defans kurgusu. Ne yaptığını pek bilmeyen bir Arda. Basiretsiz iki adet ön libero. Bu kadar leke varken, bir takımın Eskişehir gibi bir deplasmandan puanla çıkması imkansızdı. Şimdi diyeceksiniz ki, o zaman hakemin ne suçu var? Çanak tuttu, hem de ne çanak... Ev sahibinin ihtiyacı olmamasına rağmen...