Arama

Popüler aramalar

Üzülmeyin...

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Cas, caz falan derken finalde Şampiyonlar Ligi’ndeki rakipler belli olunca ayıldık bir anlamda. Neyse 18 Eylül’e daha var deyip biz iç hatlara dönelim. Galatasaray’ın 11’inde en belirgin değişiklik arka göbekte Semih-Gökhan Zan ikisinin beraberliği ve Engin... Diğerleri yerli yerinde... Önce ilk yarı inanın yazacak kayıda değer en ufak bir not yok aktarabileceğimiz. Yalnız Eskişehir Atatürk Stadı’nın çimleri adeta buz pisti kayan kayana. Anlayamadık sebebini kramponlar mı, yoksa gereksiz maç öncesi saha sulaması mı dostlar alış verişte görsün hesabı. Geçelim. Ev sahibi daha baskın görünse de konuk takımın hatırı sayılı gol koklamaları daha fazla. Yine de tat yok, keyifte futbol da. Her iki takım için konuşuyorum ki bunlar ligimiz derli toplu ekipleri. Gösterdikleri performans sıfır. Sadece merkezde kör döğüşü. Eminim son yıllarda Cüneyt Çakır’ın en rahat yönettiği bir 45 dakika olmuştur...

İkinci yarıda aynı senaryo. Amrabat ve Sabri’nin girişi. Fatih Hoca’nın hep planladığı ama pratiğe bir türlü geçiremediği kanatlardan rakibi çökertmek ama bu imkanlarla nasıl olacak. Boşuna Arda ve Bruma’yı alın diye Ünal Aysal’a az dil dökmedi. Yoksa işi çok zor hele ki Edirne ötesi zor ötesi. Neyse biz yine maça dönelim. Necati ve Melo’nun kaçırdıkları saç baş yoldurdu. 70. Dakikadan sonra biraz olsun kıpırdanma konuk takım adına. O kadar. Yine bir deplasman yine bir puan. Bu yetersiz futbol bitecekse bu alınan puanlar altın, zorluk derecesini matematiğe vurursak. Böyle gider mi, gitmez...