Made in Polat

Haberin Devamı ›
Galatasaray’daki bu radikal değişikliği görünce, ben de fikir değiştirdim; ön söz yok... Gol yenildi, soğuk duş mu? Hayır... Seyirci kaale bile almadı, bu maç alınmalıydı. On iki puanlık kazanç dile kolaydı. Beyazlar içinde Galatasaray, beyaz bir sayfa açıyor. Song kaptan, şık, yakıştı. Serkan, Nonda’nın yanında sevimli. Onun adı umut. Biliyorum herkes bugün Ümit Karan ya da Hakan Şükür niye yok, diyecek. Deyin kardeşim, deyin... O, sizlere bu cevabı verecek derken, verdi galiba. Bu kardeşim her zaman işe yarar. Kah santraforun yardımcısı, kah çizgi. Geç bile kalındı.
İçimden gelmiyor ama Kalli 90 derece bir dönüşle doğruları nihayet yakalamış. Mehmet Topal önliberoda adeta iki tane Linderoth. Hakan Balta’nın önünde Arda, Uğur’un Barış, taşlar oturmuş. Manzara böyle olunca beş haftanın yorgun savaşçıları Song ve Servet çok rahat. Gelelim son haftanın suskun starına. Evet Lincoln... Gençlerle daha güzel. Demek ki liderlik böyle bir şey. Oyunu okuyor, arkadaşlarına yardımcı oluyor, takımı da oynatıyor. Maçtan önce Adnan Sezgin ve Haldun Üstünel ile selamlaşıyoruz. Garip bir şekilde yüzleri gülüyor. Bunun nedenini Galatasaray’ı görünce daha iyi anlıyoruz. İnatlaşmak, takımla kumar oynamanın kimseye bir yarar getirmeyeceğini kabul eden bir teknik adam. ‘Adnan Polat’ın dediği oldu’ diyeceğim, ayıp olur. Tavsiyelerine uydu, daha doğru. ‘Arkandayız Kalli’ masalları kimseyi inandırmadı. Sonuçta Adnan Polat’ın dediği oldu. Bu kramponlarla gördük ki hızlı, kademeli, topu ayağa oynayan ve en önemlisi kolej takımı hüvviyetinde bir Galatasaray.
Gelelim Gençlerbirliği’ne. Bülent Korkmaz’la bir sezon içinde ikinci randevu. Hocam, bu sefer işin Bursa’dan zor. Bu kadar negatif bir futbol ne sana ne de üç büyüklere korku dolu anlar yaşatan Gençlerbirliği ismine yakışmıyor. Ne diyelim, Allah kolaylık versin.
Sonuçta başta da dediğim gibi 12 altın puan, kötü gidişe dur diyecek yeni bir takım ve Adnan Polat’ın imzası. Bir de bunu deniyelim, hayırlısı...