Arama

Popüler aramalar

Made in İtaly

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

İnanılmaz bir heyecan, 10 senedir yaşanmamış inanç dorukta. Ali Sami Yen’de öyle bir gürültü ki, kurusundan olmayan, ölüye can veren. Taraftarın maksimum desteğini alan Floryalılar ilk maçın skor avantasını düşünerek yan gelip yatmayacaktı elbet. En azından bekletimiz bu yoldaydı, ilk yarı oyunu kendi alanımızda kabul etsek dahi. O kadar da abartmayalım, 34’te Arda’nın yakaladığı pozisyon belki gol olmadı ama İspanyollar’ın da frene basmasına neden oldu. Bizim de yakaladığımız tek fırsatla yetinmeyip “Alo burası Sami Yen, ne iş amigo” dememiz gerekiyordu. Diyemedik...

Biraz da teknik takılalım, Rijkaard şartlara göre 4’lü defans, ön libero duble, kalabalık ve gömülü bir orta alan, ileride yalnız adam Arda düzeniyle, oynamaktan çok oynatmamayı planlamış. Risk maksimumda, tansiyon mu, hiç sormayın. İkinci 45’te çıkamıyoruz, bu kez tam cezaevi, direkten dönen mi istersin, daha doğrusu ne arzu etmezsen misafirden... Yedik, tam valizleri topluyorduk ki, Caner’in inadı, Arda’nın mektubu, altına Keita’nın imzası, oh be! Ayıldık, tam oluyordu ama bu kez maçın başından beri akşamı katleden İtalyan hakem, bariz penaltıyı yedi, yetinmedi maçın en iyi adamı olan Caner’i de bitirdi.

Sonrası ne olacak, tufan! 10 kişilik bir Galatasaray. Final bekliyorduk, olmadı. Başta çaresizlik, 1-1’lik skora güvenme ve mavili düdük Gianluca Rocchi. İtalya’nın en formsuz ve en basiretsiz hakemi. Konuşulacak başka bir şey yok, döndük iç hatlara. Kasımpaşa maçında görüşmek üzere...