Hava cıva...

Her maç el birliği ile yarattığımız bir stres vakası, zirvede olmak ayrıca bir dert. Bugüne kadar Sikibbe ile ev sahibinin toplamda performansını ele alırsak hiç de küçümsenmeyecek bir puan toplamı. Hele geldiği günden yana üzerinde kara bulutlar dolaşan Ersun Yanal için, Eskişehir semalarında rüştünü ispat etmek adına son şans. Al sana bir stres nedeni daha. Gamlı Baykuş’a döndük, dansöz (son zamanların en geçerli modası) olmaktan iyidir deyip geçelim oyuna...
Haberin Devamı ›
Hava buz, zemin de. Bu sahada değil koşmak, yürümek mümkün değil. Fatih Terim bu durumu göze alarak merkez kuvvetli, tek santrfor kullanmış haklı olarak. İlk kırk beşte topu ayağa oynayan, tek topu iyi kullanan ve uzun paslarla sonuç arayan ev sahibi Eskişehirspor. Semih’in yıldızlaşması. Sanal penaltı pozisyonlarını gerçeğe dönüştüremeyen, ilk yarının en başarılı kartviziti Cüneyt Çakır. Başka da bir şey yok gerisi hava cıva...
İkinci yarı alışılmışa dönüş... Elmander’in o ana kadar yalnızlığını çözmenin tek çaresi Sercan. İsabetli bir karar olduğunu İsveçli oyuncunun ismini daha fazla duymaya başlayınca anladık. Terim’in Sabri’yi yanına alıp Kazım’ı geriye, önüne de taze Galatasaraylı Yigit’i koyması ilginçti. Fizik gücünün doğaya karşı mücadelesini düşündü sanırım hoca. Dakikalar ilerledikçe riskler fazlalaştı. Her iki takım da serseri bir gol arayışına girdi, başka çareleri de yoktu. Bu yarıda da ev sahibi rakibinden daha iyi bir görüntü sergiledi. Girdikleri pozisyonlarda bazen beceri eksikliğine, bazen de Muslera’nın eldivenleriyle Ujfalusi ve Semih’in isabetli hamlelerine takıldılar. Birer puan paylaşıldı. Sonuç normal, bence sevinen İstanbul ekibi olmalı, eee bunlar da can, etten kemikten makina değil ki kardeşim, ara sıra bazı bazı olacak o kadar...