Arama

Popüler aramalar

Bu mu şeffaflık!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Galatasaray’ın Divan Kurulu toplatısında tabi ki en ilgi çeken Adnan Polat’ın konuşmalarıydı. Merakla beklenen soruları değil hepimizin bildiği konuları tekrar etti Sayın Başkan, nakarat misali. İlginç olan Adnan Polat’ın “Sportif başarı sözü vermedim” demesiydi. Amacım asla Adnan Polat’ı yalancı çıkarmak değil ama bu ülke sınırlarında Polat’la en fazla ropörtaj yapan kişi olan bendeniz demek ki daha önce söylenenleri yanlış duymuşum. Hayret demeyeceğim, kesmez, bin defa hayret bana demek ki. Adnan Polat’ı ne kadar yakınen tanıdığımı anlatmak can sıkıcı olur bayıltmayayım sizi, yalnız rahat bir 20 senesi var. Başkan hedefsiz, iddiasız yolda yürümez. Yanılıyorum muyum söyleyin bana. Polat’ın Futbol Şube Sorumlusu olduğu dönem bile mucize şampiyonlukların kazanılmasında onun motive ettiği cümleler ve verdiği iddialı sözlerindeki katkıyı ben mi yanlış hatırlıyorum, biri beni sarssın Allah aşkına...

Sonra bir başka konu, iki tane adam çıkmış senin hakkında iğrenç bir dedikoduya imza atmış, neden toplu halde suçlu biz oluyoruz? Kaldı ki böyle bir olay olmadığını sizin basın toplantısından çok önce bizzat ben yazdım. Bir daha soruyorum neden toplu halde infaz, çıkın bu hayal ürünü masalı uyduran isimleri söyleyin biz de, siz de rahatlayalım. Gelelim dilinizden düşürmediğiniz şeffaflığa. Bana bu tezinizi ispat edecek bir olay söyleyin bende de susayım. Yönetim kurulu kaynar, her şey süt liman, futbolcular hocalarına sallar üzülerek söyleyeyim hatta bazen siz bile nasibinizi alıyor muşunuz yabancı kramponlara imtiyazlı davrandığınız üzere, yine çıt yok... Misimoviç, İnsua gibi transferler ajan filmleri kopyası sabaha karşı adeta gizliden ülkemize getirilir, yine körebe. Kırk yılda bir bizi basın olarak toplar havalı akredite kartlarımızla (!) karşınıza alır konuşma lutfunda bulunursunuz. Üstelik o konuştuğunuz olayları 80. kez duymamıza rağmen, bu mu şeffaflık...

Bakın gerçekten inanılmazı başardınız, eyvallah... Maç skoru ve tabi şeffaflığı da hesaba katarak söyleyelim bunların dışında yaptıklarınızın popüleritisi az, raytingi fakir ama Galatasaray’ın geleceğini kurtaracı, alkışlar hak edici (Bakın yine yağdanlığa başladı diyecekler. Desinler alıştık...). Ama kurtarmaz! Neden peki, Ali Sami Yen’in içindeki bu yangın. Sokaktaki çocuk bile artık biliyor ki bu hocadan fayda yok. Ve siz hala Nisan ayında iki senelik daha kontrat teklifi sunacağınızı belirtiyorsunuz Hollandalı’ya.. Kötü giden hiçbir günü lehine çeviremeyen, Fenerbahçe maçının önemini bile kavrayamayan, beden büyük geldiği halde futbolcularına aynı model elbiseyi giydiren, kadrosunu küçümseyen ve verdiği demeçlerle her daim sizi ve ekibinizi bu konularda ateşe atan bir Rijkaard. Affedersiniz, Galatasaray’a balayı günleri uzasın diye sezonu geç açtıran, sonrasında futbolcularına aşırı yükleme yapıp adaleleri bitiren, bu yüzden ligin başında ve halen dökülen yaprakları oynatan ben miyim, siz mi, kim başkan kim? Allah aşkına bir kez daha soruyorum, nedir bu Rijkaard aşkı? Koltuğunuzu bile tehlikeye sokan...