Büyük sükse...
Böyle bir ilk yarı oynadıktan sonra neden olmasın dedirten bir karşılaşmaydı. Rakip malum mapalı kutu değil Premier Lig’in lideri Liverpool. O zaman yapılması gereken iyi konsantre minumum hata ve rakibi baskıyla hataya zorlamak. Hemen hemen ilk 45 dakikada bunların hepsini yaptık belki gol penaltıdan geldi ama çok kiritik gol pozisyonları da yakaladık ama değerlendiremedik. Bu oyunda kilit olan orta alanımızdı. Okan Buruk; Lemina, Torreira ve İlkay’dan oluşan orta alan Liverpool orta alanına kafa tutarken boş topları da Yunus’un klas ayaklarına bırakmıştı. Nitekim önemli asistler da Yunus rakip savunmayı tehdit etmeyi başardı. Tabii ki bütçesi bizim 3 katı olan güçlü bir kadro karşısında hem gol ararken hem de gol pozisyonu vermemek çok kolay değildi. Nitekim öyle pozisyonlarda verdik ama savunma ve kalecimiz yerinde müdahaleler yaparak rakibe gol izni vermedi. Gerçekten rüya gibi bir ilk yarı oynadık ve soyunma odasına 1-0 önde girmeyi başardık. Gerçekten bu maç öncesi Frankfurt‘a 5-1 kaybetmenin moral bozukluğu ve tedirginliği ile çıkmıştık soru işaretleri çoktu. Okan Buruk ilk yarı itibarıyla bütün sorulara cevap vermişti ama asıl olan 90 dakikayı böyle bitirebilmekti.
Haberin Devamı ›
Sonunu getirebilmek
Haberin Devamı ›
İkinci yarı mutlak iki golü Osimhen ile değerlendiremedik. Nijeryalı golcü gerçekten atsa belki maçı erken koparma şansımız olabilirdi. 70’te Osimhen sakatlandı ve çıktıktan sonra Buruk’tan Sallai hamlesini gördük. Böyle dayanıklılık ve güç isteyen bir karşılaşmada Macar oyuncu, doğru bir tercihti. Şampiyonlar Ligi arenasında alınacak bir Liverpool galibiyeti büyük sükseydi ve Sarı-Kırmızılı ekip gerçekten kazanmak için büyük bir konsantre ile oynadı. Son bölümde Liverpool baskısı altında geçerken cansiparene savunma yapan bir Galatasaray vardı sahada. Gerçekten Şampiyonlar Ligi’nde geceyi damgasını vuracak bir oyunu güzel bir skorla bitirmek çok çok önemliydi.