Üzülme Elif

Haberin Devamı ›
Kurallar çerçevesinde oynanan bir karşılaşma oldu, dün akşam Sivas’taki şampiyonluk finali. Futbol oynanabildi; kafadan, ayaktan, ciğerden, kastan geldiğince. 14 Mayıs 2006’daki gibi futbolun utanç gecesi değildi yani!
Beklendiği gibi zor oldu, stres yüklü, ‘son maç travması’ sahibi Sarı-Kanaryalar için. 16 Mayıs 2010’daki gibi, kaçırmadılar onca fırsatı yani.
Zaten rakipleri, ne Trabzonspor kadar güçlü ne de Ali İpek başkanlığındaki Denizlispor kadar bilinçliydi.
Başta ‘Büyük Usta Alex de Souza’, ardından Emre, Gökhan, Lugano, Volkan, Mehmet, Niang, Semih ve diğer takım arkadaşları gurur doluydu.
Alex’siz bir takım kurmaya çalışırken, ‘Büyük Usta’yı değerlendirerek, futbolculuğundan sonra teknik direktör olarak da Fenerbahçe’de şampiyonluk yaşayan Aykut Kocaman da çok mutluydu.
İki sezondur, 7’lik, 8’lik, 10’luk seriler yaparak Süper Lig’e damgasını vuran, birinde son maçta kaybedip, diğerinde kazanan Fenerbahçe Spor Kulübü Futbol Şubesi Profesyonel A Takımı’na saygı duymamak mümkün değil. Tabii ki, Trabzonsporlular da tebrik edilmelidir. Son iki sezonun şampiyonunu belirleyen takımdır Bordo-Mavililer. Bazıları ‘etkisiz eleman’ pozisyonundayken, onlar iki sezondur zirveyi şekillendirdiler.
Arkadaşıma: Üzülme hırçın Karadenizli Elif, hayat-memat, memleket meselesi değil bu, sadece oyun. Futboldan, şampiyonluktan daha önemli şeyler var ülkede; mesela 12 Haziran’da kullanacağın oyun...