Tövbe!

Geriye doğru baktım, bir de ne göreyim; geçen sezonun sonlarına doğru bir başlamışım, “Bilica, Baroni, Andre, Kazım, Güiza, Gökhan Ünal” diye, bu günlere kadar gelmişim. Yani, bir arpa boyu yol gitmiş ya da gitmemişim!
Haberin Devamı ›
Takıntı mı olmuş ne! Taraf mı olmuşum farkına bile varmadan aleyhlerine! Gözüm o kadar mı kararmış, “Sercan da atılmalıydı” demeden, sadece Bilica’nın kırmızısından söz ederken Fenerbahçe’nin son beraberliğinde!
Sözüm meclisten dışarı; bir daha tövbe! Anmam isimlerini, Bilica’nın, Baroni’nin, Andre’nin, Kazım’ın, Güiza’nın, Gökhan Ünal’ın; deli miyim, bana ne!
Hepsi birden oynuyor olsa ilk onbirde, Sarı-Kanaryalar sanki sahaya beş kişi çıkmış gibi davranırım, bundan böyle! Mesela, “Emre ve Mehmet affedersiniz, teşbihte hata olmaz, köpek gibi koştular” der geçerim... Volkan’ın, rakip forvetlerle bolca karşı karşıya kalıp yıldızlaştığı bir karşılaşma sonrasında, sadece onun ellerini, yer tutuşunu veya reflekslerini överim. “Yobo’nun zamanlamaları, kademeleri ne kadar yerinde, ayaklarına ne kadar hakim” der hakkını veririm. Gökhan Gönül gününde ise adını mutlaka geçirir, Caner işini iyi yapabilmek için çabalamaya devam ettikçe takdirlerimi iletirim. Stoch, Dia, Niang, Semih bir görünür, bir yok olurlar zaman zaman! Göründüklerinde görmeye çalışır, görünmediklerinde yine de görebilmek için çaba sarf ederim! Lugano’nun kaşından, gözünden, bakışından, duruşundan, Mert’in, Ertuğrul’un, Okan’ın, Hasan’ın, Gökay’ın, Berk’in çok genç oluşundan, Uğur’un, Selçuk’un, Özer’in sakatlıktan kurtulup form tutuşundan, Serkan’ın kırıntısından, hatta ‘penaltı noktası kazıcısı’nın, yani ‘kazma’nın yokluğunda, Bekir’den, İlhan’dan bile söz ederim. Alex takıntı değil neyse ki; apaçık ve kısa bir süre sonra, “keşke” diye hatırlayacağımız bir futbol gerçeği. Ondan canımın istediği kadar bahsederim. “Büyük Usta” derim, tek başıma da olsam, kalabalık arasında da. Bir daha böylesini nerede bulup seyrederim...
Haberin Devamı ›
Hiç olmadı, bir beraberlik maçından sonra elit veya etik ya da epik cümleler kurar, “her iki takım da ikişer puan kaybetti” tespitiyle işime devam ederim!
Hiç olmadı, bir beraberlik maçından sonra elit veya etik ya da epik cümleler kurar, “her iki takım da ikişer puan kaybetti” tespitiyle işime devam ederim!