Teselli

Haberin Devamı ›
Nedeni, uzun zamandır hasret kaldığı Kadıköy ateşi miydi bilinmez ancak, deli danalar gibi girdi Tuncay oyuna. “Her yerde sen, her şeyde sen, bilmem ki nasıl söylesem” misali... Bu sadece 8 dakika sürdü, sora birkaç dakika daha direndi, “devam edebilir miyim” diye ve çıktı. Başlarda kanatlar zaten verimsizdi, Mehmet Topal kesici özelliğiyle yine iyi, topu kullanırken ise yine yetersizdi. Bir tek Emre vardı yani, bu oyunla Tuncay’dan sonra çare olabilecek. Bir kişiden medet ummak, çare beklemek midir yoksa mucize mi, o da tartışılır tabii!
Solda Arda da alternatif olabilirdi beklentilere, yeteneğince oynayabilseydi. Oysa, en basit ortaları, pasları bile, ayağına yakışır şekilde değil de, basitçe kullandığı bir günündeydi. Kazım ise, zaten Kazım. Bir mükemmel, bir facia! Onu anlayabilmek için öncelikle tercüman lazım!
Yaratıcılıkta, üreticilikte başarısız olup, bir de en basit pozisyonda adam almayı beceremeyince golü de yedik, ne yazık ki. Mehmet Topal ve Gökhan Zan, en önemli gol silahları Sonck kafayı vururken, onun birkaç metre uzağında ve boş vaziyetteydi...
Kazım’ı alarak doğru hamleyi yapan Fatih Terim, keşke Arda’nın bal yapmayan arılığına da bir formül yazabilseydi. Sol tarafta Çağlar zaten çıkmıyordu, bir de Arda etkisiz kalınca, bu taraf resmen kilitlendi. Mevlüt’ün girişiyle üç forvete dönmüşken, doldur boşaltlarda Servet’in de rakip ceza sahasına girip, orayı iyice kalabalıklaştırması ve bol faulle oynaması ise aleyhimizeydi.
Emre’nin birilerine kapak olan golüyle ayarımız olmayan bir takıma hiç olmazsa yenilmedik. Bu da, akşamın tek tesellisiydi...