Taş diyarı!
Andre hâlâ topla fazla oynuyor; olur, olmadık yerlerde. Daum gibi hem deneyimli hem de Alman bir teknik direktör nasıl uyarmıyor ki oyuncusunu bu konuda. “Evladım, en azından kendi yarı sahanda topla bu kadar çok oynama!” diye...
Kazım onu da yapmıyor. Gökhan ileri, geri her yolu denerken olumlu futbol adına, piyasada bolca dolaşıp varlığını hissettiremiyor, kara yağız Kazım efendi. “Bu konuda da uyarı gelmiyor mu acaba kulübe civarından” derken; gelmiş galiba? Nerede ilk yarıda boş boş gezinen, nerede ikinci yarıda harmanlayan, dağıtan, rakiplerini de, maçı da alıp götüren Kazım efendi...
Haberin Devamı ›
Bilica, geçen sezonun en iyi futbolcularındandı. Hatta en iyisiydi çoğumuza göre gösterdiği randımanla. Şimdi ise, zaman ve mekan konularında oldukça eksik ve açıkları olduğunu hissettiriyor insana; savunmanın en gerilerinde yaptığı çok önemli hatalarla.
Tehlike anında, üstelik en geri planda kalan oyuncunun ilk görevinin topu bir an önce o bölgeden uzaklaştırmak olduğunu bile öğrenememiş sanki, bu yaşına kadar! Hayret verici ve düşündürücü bir durum bu, Fenerbahçe gibi hedefleri büyük olan bir takım için...
Haberin Devamı ›
Dün akşam Diyarbakır’da hissedilen futbolcu ve tribün gerginliği de bir garip durum doğrusu! “Hayırdır” demekle geçiştirmek gerek şimdilik, demokrasi adına!
Bir garip kişi de Suat Arslanboğa! Onca arkadan kasıtlı, art niyetli ve seri faul var, kartlar sadece itirazdan! Yoksa tırstık mı hocam; hayrola! Neyse, tribünlerden akan onca pisliğe rağmen, kimsenin canı yanmadan gece bitti ya; hepimize geçmiş ola! Tabii şimdilik...










