Arama

Popüler aramalar

Şüphe yok!

Haberin Devamı

İyi ve mantıklı bir Fenerbahçeli, kupa hasretinin dindirilemeyişine, Aragones’in gidişine neden olduğu için, “İyi ki bu sezon da kazanamadık” der ve sevinir.
İyi ve mantıklı bir Fenerbahçeli, son altı karşılaşmasında sürekli yendiği, ebedi dostu Beşiktaş’a karşı kaybettiği kupaya değil, tarihe yazılan sonuca hüzünlenir. Neredeyse klasikleşmeye başlayan, Galatasaray’dan sonra, ezeli rakip Beşiktaş’a karşı da alınan sıradan galibiyetlerin kesilmesinden dolayı, birkaç dakika kederlenir.. Ve sonra devam eder hayatına...
Kaybedilen ya da uzun süredir kazanılamayan kupa, hiç de önemli ve imrenilecek kıvamda bir organizasyon değildir nasılsa. Ancak, kaybedilen derbi, o özenilmeden uygulamaya konulmuş kupadan çok daha önemlidir; yakınlar, arkadaşlar, akrabalar ve özellikle dostlar arasında.
Sonuç kesinlikle ağır ve kesinlikle olumludur! Aragones’in biletinin kesilmesi, Fenerbahçe’ye gönül veren futbolseverler için, sevinilecek bir durumdur.
Sıra, Sarı-Lacivert’e aşık olduğundan hiç şüphe etmediğimiz, Türk sporuna büyük hizmetler veren Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sayın Aziz Yıldırım’dadır.
Tıpkı, amatör branşlarda olduğu gibi, kontrol, tesisleşme, proje üretme, gelişme, maddi kaynak yaratma gibi başarılı olduğu eylemler dışında, hiç karışmayacağı, profesyonel bir futbol şubesi yaratmalıdır.
Öncelik yerli teknik direktörden olmalıdır, bu geçiş aşamasında. Sallıyoruz; Ersun Yanal mesela. En az üç sezonluk anlaşmak, “Fenerbahçe’de çalışmak, bu büyük takımı çalıştırmak istiyorsan, tazminat maddesi olmayacak aramızda” demek koşuluyla.
O ve ekibi isterse gider, sen istersen gönderirsin paşa-paşa...
Genç Türkler ve genç yabancılarla donatılmış, çalışan, mücadele eden, özverili, iştahlı, beyefendi ve akıllı sporcularla. Kadıköy’de tribünleri ayağa kaldıracak, rakip sahada pısırıklaşmayacaklarla...
Birkaç ağabey de gerekli tabii. Tecrübeli, saygı uyandıran, akil ve itidalli...
Kişisel kaprisler olmamalı, ne yönetimde ne teknik heyette ne de sporcularda.
Hak eden, hak ettiği formayı geçirebilmeli sırtına. 90 ve üzerindeki dakikalarda; tek amacı rakip kalenin üç diğeri arasından topu geçirebilmek ve kendi kalesinin üç direği arasından topun geçmesine engel olmak için, terinin son damlasına kadar varını-yoğunu harcayabilecek futbolcularla...

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü

‘’Sow'a rağmen!‘’

17 Mayıs 2009, Pazar 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Seyirlik maç!‘’

17 Mayıs 2009, Pazar 04:30
YAZININ DEVAMI