Sonuna kadar!

Oysa, Halit Deringöl’ün yazdığı ve Fenerbahçe tribünlerinde pankart olarak asıldığı üzere, “Türkiye’de tek Cumhuriyet, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’tir; değişmez ve değiştirilemez. Fenerbahçe Cumhuriyeti bir sevgi cumhuriyetidir. Bir asırdır devam ediyor; o da tektir, başka yoktur!” meselesidir Fenerbahçe Cumhuriyeti. Ki, bunu ilk ortaya atan da bir Fenerbahçeli değildir, biline!
Haberin Devamı ›
Geçenlerde, Ünal Aysal da değindi, bilgi sahibi olmadığı halde, Fenerbahçe Cumhuriyeti meselesine. Başına da 58. Madde’nin değiştirilme taleplerini ekledi ve bunu Fenerbahçe’ye yükledi. Oysa, işin gerçeği öyle değil ‘madde meselesi’nde de; 58. Madde’nin değiştirilmesini istemeyenlerin başında Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım gelmektedir.. Ve bunun için çaba harcayanlara, fena halde sinirlenmektedir. “Savunmayı bekleyin. Eğer suçumuz var ise, cezasını çekmeye hazır ve razıyız, hariçten gazel okumayın, kraldan çok kralcılık yapmayın” demektedir.
Belki haddimiz değil, ama her şeyden önce insan olmak gerekir. İnsan olmanın ilk şartı da sevmektir Yaradan’dan ötürü. Hoşgörülü olmaktır. Öncesinde, olmazsa olmaz akıl ve aklı kullanarak ulaşabilecek bilgi vardır. Bilgiden sonra fikir gelir. Herkes bilir, “bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunamaz” gerçeğini!
Haberin Devamı ›
Haddim olmayarak devam edeceğim; avukatlık yapmak, savunmak, suç isnat etmek, karalamaktan iyidir! İftira, dedikodu, hak yemek, arkadan iş çevirmek, burun kıvırmak insanlıktan uzak sefilliklerdir.
Haddimdir ve bilmiyorum kaçıncı kez, “taraf değilsem, adam da değilim” diye yazıyorum. Hepimizin bir tarafı vardır; önü, arkası, geçmişi, geleceği vardır. ‘Adam satmak’, çıkar için bir tarafını sallamak, eğilmek, boyun eğmek, ters durumlardır.
“Cumhuriyetçiyiz” diyerek Atatürk’ü, “Fenerbahçeliyiz” diyerek Aziz Yıldırım’ı, “demokratız” diyerek adaleti, “müslümanız” diyerek Hak'kı satmayacağız!
Sonuna kadar her ortamda, burada ve sonrasındaki adalete inanıp direnecek ve sahip çıkacağız bilgilerimizden kaynaklanan fikirlerimize, gönülden inançlarımıza ve tabii ki sevdamıza; “ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin..”!