Arama

Popüler aramalar

Sahur programı

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Cumartesiyi pazara bağlayan gece, saat 03:30’da başlayan bir sahur programı seyrettik keyif ve huşu içinde. Programın adı “İşte böyle, her sene böyle” idi. Ve Brezilya Arjantin’i bu kez deplasmanda evirdi, çevirdi ve devirdi. Doğrusu çok, pek çok güzeldi...

Orada iki de bizimki vardı, uzakta. Biri ülkemizdeki bir ‘Uzay Takımı’nın oyuncusuydu; Iracemapolis doğumlu Elano Blumer. Demokratikleşmekte olan ülkemiz futbol otoriteleri tarafından sıkça ve tekrar tekrar aksi iddia edilse de, top çok yakınında değilken koşmuyordu yine. Savunmasına, oldukça özel haller ve rakibin serbest atışları dışında gelmiyordu ikide birde. Sadece ve sadece Sarı-Lacivertliler’in kullandığı serbest atışlarda vardı. Ki bunlardan ikisi de golle sonuçlandı. Dunga da, görevini yapan bu ülkemiz ‘Uzay takımı futbolcusu’nu, Beşiktaş derbisi öncesi fazla yıpranmasın diye, 68’de dışarı aldı!..
Diğeri ise, sürekli pohpohlanması, abartılması ve manevi destek sağlanması gerekmeyen, çünkü ‘Mor Uzay Takımı’ üyesi olmayan, sıradan bir oyuncuydu. Sonuçta Andre dos Santos’tu...

Şu cümleleri kuranın bile hemen her yazıda, topu özellikle kendi sahasındayken fazla ayağında tuttuğu için eleştirdiği, sıradan, vasat, 10 milyon nüfuslu futbol şehri Sao Paulo çocuğuydu!
Bu kez, yani başka bir Sarı-Lacivertli forma altında, kendi yarı sahasında ayağında fazla tutmadı topu. Eveleyip gevelemedi hiç. Yine çalımlar attı, ancak rakip yarı sahada ve gereken durumlarda. Çok da garip ve gıcık çalımlardı hepsi. Su falan kalmadı yani, Maradona’nın çocuklarının belinde! Ancak, asli görevi sol kanat savunuculuğuydu ve bunu başarıyla yaptı. Üstelik, Messi ve Tevez gibilere karşı...

Gecenin keyfini çıkarırken, bir yandan da Andre dos Santos ve ciddiyetle ilgili ettiğimiz kelamlarda sanki haklı olduğumuz hissine kapılıp, biraz daha dik uzandık ikili koltuğumuza. Bu, sıradan Sao Paulo ve şimdilerde Kadıköy çocuğu ya burada da böyle ciddi oynasa...
Dünyanın gelmiş, geçmiş ve gelecek; en seyirlik, en güzel, en sihirli ve en haset edilen futbol takımının bir Arda’sı, bir Emre’si, bir Gökhan’ı yoktu ama. Koyacaksın bu üçünü her devrin efsanelerinin arasına, bir de Elano’nun yerine Alex’i alacaksın takıma; vay, vay, vay! Hayırlı sahurlar...