Sadece sonuç!

Haberin Devamı ›
Fenerbahçe ilk dakikalarda topa daha fazla sahip olsa da, geride kalan maçlara oranla daha az üretkendi pozisyon konusunda. Bu arada rakibi Drogba’nın iki denemesi ile geliyordu karşısına.
Webo çizgi savunma tercihinde genellikle ofsaytta eriyor, Baroni ise Adana’nın kavas valisi gibi, ‘yürüyerek hizmet eden, gezinen adam’ rolünü oynuyordu bir kez daha! Pek çok ani atağın olgunluğa erişememesinin başlıca sorumlusuydu yani yine 16 numara!
Sow, Kuyt’la birlikte sahanın çok geniş bölgelerinde gezinerek top almaya çalışırken, Caner ilk yarının ortalarından sonra katılabiliyordu onlara, Bruma’nın kenar savunması karşısında. Alves, Egemen ve Topal mücadelenin hasını gösterirlerken, Gökhan normalinin altındaydı, uzun sakatlığının sonrasında. Muhtemelen ilk 45 golsüz biterdi, Chedjou’nun manşet hatası olmasa!
İkinci yarıdaki zorunlu değişiklik, yani Kuyt’ın çıkıp Emenike’nin girmesi ev sahibini tamamen farklılaştırdı. Sanki iki kişi birden çıkıp, yerine kimse girmemişti oyuna!
Ligin ilk maçının son 15 dakikasındaki gibi oynuyordu ikinci yarıda Sarı-Kanaryalar. Dua etsinler, karşılarında Konya Torkuspor yoktu!
Alves, Egemen, Topal ve Sow en sivrilen oyuncular olarak göze batarken, fazla top gelmeyen Volkan kurtardığı penaltı ile Baroni de galibiyeti müjdeleyen gol ile kalıyordu akıllarda.