Kutlu olsun!
Haberin Devamı ›
Misafirin yapabilecekleri, sadece ve sadece ev sahibinin verdiği izine bağlıydı. Güç dengeleri yoktu çünkü arada. Bir de buna zaten gücü daha az olanın bir kişi eksilmesini ekleyin ve bekleyin...
Ne bekleyebilirsiniz; öncelikle ev sahibinin boğucu baskısını. Ne bekleyebilirsiniz; teknik kapasitesi yüksek ayakların, ilk yarının kalan 15 dakikasında gole ulaşarak, gösteri yapmasını. Boş kaleye kaçırılan pozisyonlar, direkten dönen toplar, “AH!”lar, “VAH!”lar bekleyebilirsiniz...
Tribünde ve de taraftarsanız, bu büyük baskı karşısında goller kaçsa bile keyifle takımınıza destek verir, harcadığınız parayı ve zamanı helal edersiniz. Futbolseverseniz sadece, tarafsızsanız yani, esneyeceğinize, keyfini çıkarır futbol akşamının, eğlenirsiniz...
Yoktu, hiç biri yoktu! Ne eğlenebildi, ne hop oturup hop kalktı dün akşamın ilk yarısında hem tribünde hem televizyon başındakiler. Tabii doğal olarak, yine Fenerbahçe’ye hayret ettiler. Kazım’a, Gökhan’a, Carlos’a mesela... Alex, Semih, Güiza bir şeyler yapabilirlerse pozisyon gelecek, Maldonado süpürüp, Lugano ve Yasin çarpışırken, diğerleri seyredecek...
Sonra bir kişi daha eksilince misafir; eh tabii ki, goller gelecek. Geldi de: Maldonado pası verdi Kazım gönlünce eğlendi! Güiza kendisi birkaç tane kaçırsa da, yine nefis bir asistle iyi bir forvet olduğunu belgeledi. Maç da bu dakikada bitti.
Dün Zafer Bayramımız’dı. Paralympic takımımıza başarılar dileyen pankartla çıkıldı sahaya. Geçmiş Zafer Bayramımız kutlu olsun, o zaman! Geçmiş olsun yani!..










