Kalite farkı

Haberin Devamı ›
Oysa, rakipleriydi o maçlarda oynadıkları futbolla övgüyü hak eden. Ancak kalite farkı vardı arada. Ekonomik uçurumlar vardı ve hala var Fenerbahçe ile diğer Türk takımları arasında. Bu sezon da son iki maçta Samsunspor’a, Ankaraspor’a karşı bu kalite farkıyla gülmedi mi Sarı - Lacivertliler?Bu noktadan hareketle kabul etmek gerekir ki, Avrupa söz konusu olunca Milan gibi rakipler karşısında aynı konumda Fenerbahçeliler. Varlarını, yoklarını ortaya koyarak oynasalar, terlerini son damlasına kadar akıtsalar da, bir küçük hata, bir anlık gaflet ya da mantıksızlık sonucu, daha büyük takımların daha büyük oyuncularına teslim olmaları değişmez kader...Luciano, Aurelio, Appiah, Alex, Nobre gibi iyi yabancılar ancak Türkiye’de büyük işlerin altına imza atabilecek kalitedeler. Onları Nesta, Gattuso, Pirlo, Kaka, Shevchenko ile aynı tartıya koyup denge umarak üretilen hayaller boşa gider.Bu yüzden, kulübesindeki oyuncuları 54 milyon Euro eden Milan’a karşı alınan yenilgi bir başarısızlık olarak değerlendirilmemelidir. Bırakın Milan’ı bir kenara, kim “Fenerbahçe, PSV ve Schalke ayarında bir takım” diyebilir?Bu sezon Fenerbahçe’nin Avrupa hedefi, grup üçüncülüğü ile UEFA Kupası’na katılma hakkını yakalayabilmek olmalı ve bu kupada en azından çeyrek finale kadar gidilebilmelidir. Alex’li kadroyla yakalanabilecek üst üste üçüncü Süper Lig şampiyonluğunun ardından, 100. yılda umulan Avrupa başarısı için, en azından dört yabancı futbolcu, daha iyileriyle değiştirilmelidir.Peki, 100. yılda Avrupa’da beklenen başarı nedir? Şampiyonlar Ligi yarı finali ya da finali mi? Asla değil! Gelecek sezon gruptan çıkabilmek veya UEFA’ya geçip en azından yarı final oynayabilmek bile büyük başarı olarak kabul edilmelidir...