Hoşgeldin Emre
Haberin Devamı ›
İlk 20 dakika için, Fenerbahçeli futbolcuların büyük bir bölümü taca giden atağa çıkış paslarından, bol keseden kazanılan köşe vuruşlarından ve Alex ile Güiza’nın farklı duruşlarından başka yazacak bir şey yok futbol adına. Bir de Engin’in agresifliği var Gençlerbirliği’nin sol kanadında. Bir de faulü yapanı değil de yapılanı uyaran, geçen haftaki İstanbul BŞB-Ankaraspor maçının da kahramanı (!) Fırat Aydınus var...
Sonrasında, Maldonado’nun hafif ayar alması, Emre’nin sarı kartla birlikte kaçak güreşmek yerine, oyuna iyice dahil olması, Alex’in daha fazla topla buluşturulup, bu nedenle daha fazla Alex gibi davranması ve Güiza’nın taraftarın gözüne iyice girip, arkadaşlarına örnek olması var...
İkinci yarıda öndeki Fenerbahçe’nin rahat ve kontrollü oynaması, 54’te El Saka kırmızıyı gördükten sonra takımının oyundan kopması, Güiza’nın hak ettiği golü çok klas bir vuruşla atması, Aragones’in Selçuk ve Kazım’la akıllıca değişikler yapıp önce üç puanı garantiye alması var...
Maçın tamamında Gençler’de Erkan, Koray, fazla agresif de olsa Engin ve Mustafa var. Sarı-Lacivertliler’de Lugano, Maldonado, Alex, Güiza var.. Ve tabii ki Emre var. Sahanın çaktırmadan en iyisi belki de, özellikle son 65 dakika. Hakkını yemeyelim, topu her alışında geri dönmeyip, hep ileriyi zorlamaya çalışan, eskilerden tanıdık Uğur da var. Bir de Önder var; bu formlarıyla hem Can hem de Yasin’den iyidir stoperde. Hiç olmazsa riski yok, garantisi var...