Hiç olmazsa direndiler
Haberin Devamı ›
Takım olarak önce orta sahada direnince, savunmanın yükü hafifliyor, rakibin en büyük silahı olan kanatlar kademeli savunularak, beklediği pozisyonlar verilmiyordu Newcastle’a.Yine aynı bölge biraz ağır da olsa, atağa çıkarken tıkır tıkır işliyor, ancak ne yazık ki, bu kez de ileride tıkanıyordu pozisyonlar. Yani, dün akşamki yenilginin asıl nedeni, Sarı-Lacivertliler’i bal yapmayan arı durumuna düşüren forvet hattıydı bir anlamda.Tabii ki, başta Alex. Forveti beslemek, ara pasları ve köşe vuruşları dahil duran toplardan pozisyon üretmek, geriden çıkıp kaleyi en rahat gören oyuncu olarak gol vuruşlarıyla sonucu değiştirmek göreviydi Brezilyalı’nın. Oysa, ligimizde bunları sıkça yapıyor, yıllardır. Ancak, Avrupa’ya çıkınca, o da kekeme oluyor ne hikmetse. Takımının takım gibi oynadığı nadir maçlardan birinde, keşke o da bir şeyler üretebilse...Kalabalık ve Kezman’ın öndeki baskısıyla rakibi rahat hareket ettirmeyen orta alanın desteklediği savunmanın en iyisi ise, kanat savunucularıydı dün akşam. Ümit ve Önder, kimi zaman olmadık pas hataları yapsalar da, stoperlerine verdikleri kademe ve kolay çalım yememeleriyle alışılageldik randımanlarının üzerindelerdi. Lugano belki de Fenerbahçe’deki en iyi oyununu oynarken, Edu ise, hem havada hem karada yine hayretlikti!Yenilgiye rağmen, “Olsun, canınız sağolsun” demek gerek yine de. Çünkü, Fenerbahçe dün akşam ilk kez toplu halde mücadele etti ve Alex’le Edu dışında bir şeyler üretti...










