Hiç alakası yok!

Haberin Devamı ›
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının üzerinden 87 yıl, iki gün geçti. Bugün 25 Nisan, gıcık oluyor insan!..Fenerbahçeliler için önemli bir haftanın içindeyiz. Yarın Beşiktaş’la kupa rövanşı, pazar Denizlispor’la önemli bir lig maçı. Geçen sezon hedefleyip çok da yaklaştıkları iki kupayı, 3 ve 14 Mayıs tarihlerinde, bu rakiplerle oynadıkları maçlarda kaybetmişlerdi.Kupa maçının hakemi Bülent Demirlek’ti, lig maçının hakemi ise Selçuk Dereli.Kupa maçının hakemi Selçuk Dereli bu kez. Lig maçının hakemi Bülent Demirlek olacak demek ki!..16 Mayıslarda, doğum günlerimde cumhurbaşkanları seçiliyor ikidir. Bu üçüncü olacak. Dediklerine göre; daha önce nasıl seçildiyse, yine öyle seçilecek Başkomutan!Bugün 25, yarın 26 Nisan gıcık oluyor insan. Yanlış anlaşılmasın; dışarıda güneşli, güzel bir bahar havası varken içeriye kapanmış çalışıyoruz ya, gıcıklığımız ondan!..“Hakemi de yeneceksin kardeşim” derler. Nasıl yani? Hakem, hakim veya bir zamanlar kadı. Bunlar son kararı verenler, adalet dağıtanlar değil mi? Bir hukuk devletinde, mahkemede amaç hakimi yenmek midir, yoksa onun adilane kararlarını beklemek mi?Konu sporsa eğer; önce yarışmak dürüstçe, sonra rakibi yenmek, bir sporcunun ya da takımın asli görevi. Adaleti, düzeni sağlamakla görevli hakem yenilir mi!..Bugün 25, Pazar 29 Nisan, gıcık oluyor insan. Çağlayan Meydanı’nda “Tam bağımsız, laik, çağdaş Türkiye için... Ülkenin ve ulusun bölünmez bütünlüğü için... Cumhuriyetimizin kazanımlarına ve kurumlarına sahip çıkmak için... Tam anlamda demokratik, laik, sosyal hukuk devleti için” çağrısı altında miting gerçekleştirilecek. Bizim işimiz, gücümüz var.Bilet satılırken ikametgah senedi istendi mi acaba, Fenerbahçe-Denizlispor karşılaşması için! Pazar günü ikametgah senedi istenecek mi, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları bir futbol maçı izlemek üzere stada girerlerken! Geçen sezon Denizli’de istenmişti ya, ondan merakımız. Geçici bir uygulama mıydı o yoksa, 106 dakikalık futbol karşılaşmasına özel!Biraz daldan dala ve yine karışık gibi oldu ancak, öyle bir yazı değil bu aslında. Ne demişti Nazım Hikmet; Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda. Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında...