Hayırlısı!
Haberin Devamı ›
Partizan ve Gaziantep deplasmanlarının ilk 30-35 dakikalarındaki oyunuyla büyük hayal kırıklığı yaratmıştı Fenerbahçe. İş bu nedenleydi, dün akşamki maç öncesi kaygılar. Rakip aslında denk ya da eşdeğer değildi ancak, ya Kanarya kendi kendine yenilseydi!
Edu, Vederson, azıcık Deniz, Selçuk, Emre, Tümer, Deivid, biraz Semih ve belki ismini şu an hatırlayamadığımız bir sürü sakat. Eksik de çoktu yani.
Ön libero sorunu ya da orta alanın savunmaya neredeyse hiç, forvete şöyle böyle verdiği katkı yetersizliği ciddi problemdi. Neyse ki, “Fenerbahçe gibi takımda bu adamın ne işi var” denilen Maldonado, akşamın iyilerindendi. Uğur ve Kazım genellikle geriye ve rakibe servisle mesai tüketirken, çöpçü tek başına doğrusu iyi direndi.
Sarı-Lacivertliler her türlü olumsuzluğa, eleştiriye rağmen, oyunun mutlak hakimi ve 1-0 önde de olsa, insan yine de merak ediyor, “ne olacak şu Kazım’ın hali?”...
Mahallede oynamaya devam ediyor hala çocuk. Takımıyla hiç ilgisi yok sanki, kendi havasında, kendi kafasına göre takılıyor. Akıl, fikir Kazım’a, sabır Aragones’e ve Sarı-Lacivertli taraftara. Gerçi onların çoğu, şov yapanları sever ya!..
İyi forvet Güiza’nın pası ve Alex 2-0 yetti ya! ‘On dönüm bostan, yan gel yat Osman’...
Yatarsan, en zayıf noktanı, savunmanın arkasındaki boşlukları, orta alanı rahat geçerek kullanır ve seni tam eğlence zamanında sıkıntıya sokarlar. Soktular da!
Neyse ki, uzatmaya gitmeden bitti. Fenerbahçe kendine rakip bile olmaması gereken Partizan’ı eleyip, ligine yeniden katılmayı hak etti. Hayırlısı olsun. Hedef en az çeyrek final söylentisi çok fazla, bu takımın şu haliyle bu çok zor, haberiniz olsun!










