MENÜ

Gülümseyerek!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Çok önceden gördüğümüz, söylediğimiz ve yazdığımız gibi Kara-Kartallar şampiyon oldu. Başta şampiyonluğun mimarı Mustafa Denizli olmak üzere “helal olsun” deyip tebrik etmek iki kupalı Beşiktaşlıları, tüm boyunların borcu.
Özelikle 14 ve 20. haftalar sonrasında, Siyah-Beyaz’a gönül verenler kara kahırlardayken, neredeyse tek emin kişiydi Mustafa Denizli, mutlu sondan. “Biz ağlarken, o hâlâ gülümsüyor” diye eleştirilirken bile gülümsemekten vazgeçmedi ve Üzülmez’e verdiği kaptanlık pazu bantıyla sezona noktayı ve damgasını koyarken, büyüklüğünü pekiştirdi.
Fenerbahçe’yi çalıştırdığı dönemde yerden yere vurduğumuz, ancak gönderiliş şekli ve zamanlamasına karşı durduğumuz Mustafa Denizli, o zaman da kendinden bugünkü kadar emindi. Şampiyonlar Ligi başarısızlığının ardından, artık lige dönecek takımının, sezonu şampiyon olarak bitirmesi, onun için garanti ve hatta çocuk oyuncağı gibiydi. Galatasaray’dan 5, Beşiktaş’tan 2 puan geride olmaları hiç sorun değildi. Ancak ve bize göre de ne yazık ki, devre arasında zamansızca gönderilerek, Fenerbahçe bir şampiyonluktan edilmişti...
Geçmişle olan kısa hesaplaşmanın ardından, hemen ileriye dönmek tabii ki en iyisi. Üstelik devir, taraftarların en sevdiği transfer devri. Fenerbahçe için öncelik yeni bir teknik direktör, çoğu zaman olduğu gibi. Mesela Mustafa Denizli gerçeğinden dersler çıkarılarak, oyuncularının saygı duyacağı, gülmeyi, sevmeyi bilen, sevilmeyi becerebilen ve strateji üretebilen biri...
‘Mesela, şöyle koşan, 90 dakika mücadele eden, Kadıköy ve deplasman ayırt etmeyen, rakip seçmeyen, zirve rakiplerini sürekli yenemese de, dengi olmayanlara hem yurt içi hem yurt dışı karşılaşmalarda puan kaybetmeyen, Fenerbahçe kültürüne uygun, yani Brezilya ekolünden tamamen kopmamış, ancak tam bir kolej takımı oluşturabilecek bir teknik direktör’ daha önce de yazdığımız gibi...
Yabancı ya da yerli transferlerde ise en önemlisi; yaşını-başını almamış, maddi ve manevi olarak tıka basa doymamış sporcuların tercih edilmesi. Sonra mevki-mevki, sahadan çıkanla girecek olan arasında dağlar kadar farklar bulunmayan bir kadronun inşa edilmesi. Madem hedefler büyük, ilk ve olmazsa olmaz gereklilik değil mi; geniş ve dengeli bir kadroyla sezona girilmesi...

YORUM YAZ