Arama

Popüler aramalar

Gerçekler

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Densizliğin dik alası! Ayrıca onun aslı da öyle değil, şöyle, “ra ra ra, re re re Servette Servette cim bom bom”! İsviçre’nin Servette takımından 1954 yılında Sabit Cinol tarafından bu tarafa aktarılmış, alıntı yani!

Cezalılar, sakatlıklar ve Ersun Yanal’ın tercihleri nedeniyle Fenerbahçe; Volkan - Gökhan, Yobo, Egemen, Kadlec - Selçuk - Meireles, Salih - Alper, Emenike, Caner dizilişiyle yer almıyor sahada. İlk onbirde forma bulanlar arasında ise, Baroni ve Kuyt hariç hepsi en azından bireysel oyunda yeterli kıvamda. Sow garip bir şekilde o kadar heyecanlı ya da fazla motive olmasa, öne geçebilirdi Sarı-Kanaryalar ilk yarıda. Rakiplerinin öne geçmesine ise öncelikle Mert ve Alves engel oldu zamanlamalarıyla. Selçuk’u, Sneijder’i, Drogba’yı ne kadar uzun süre etkisiz hale getirirsen getir, kalende her an pozisyon görebilirsin, sadece bir anlık dalgınlık ya da duraklamayla!

İkinci yarıda Çubuklular ileriye şişirme toplarla hücum etmeye devam ediyorlar hala! Üstelik en önemli özellikleri hava hakimiyeti olan Gökhan-Semih ikilisine karşı! Böyle olur mu? Olmaz tabii! Sarı-Lacivertliler başka bir formülle hücum edemezken rakip oyunun tam hakimi, üstelik 63’de Alves de gitti ve ikinci yarı ve uzatma yenilen gole kadar sadece savunmayla bitti! Yakıştı mı? Yakışmadı tabii ki! Yediği golden sonra, gerçekten hücum edebilmek için takım olarak ileri çıkan bir Fenerbahçe vardı sadece. O da hikaye!

Her şey bir kenara, karşılaşmanın ikinci yarısı ve uzatmalar Fenerbahçe için savunmayla ilgili şu gerçeği apaçık gözler önüne serdi: Gökhan, Alves, Kadlec, Hasan Ali...