Arama

Popüler aramalar

Galiba abarttık!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Biliyorsunuz sezonun hemen ardından başlar ve haziran, temmuz aylarını bulur, bu konuda görüş bildirmek isteyen ve elinde bu fırsat bulunanların transferle ilgili yazıları.
Biz çok geç kaldık bu sezon, konu ettiğimiz Fenerbahçe için. 8 Şubat 2009’da, İstanbul Büyükşehir Belediye maçından hemen sonra girmeliydik topa. Çünkü, o maçta bitmişti açık-seçik her şey aslında.
Hani, rakibi bir kişi eksik kalmasına rağmen 1-0 öndeyken ve deli gibi esen rüzgar, ikinci yarıda takımının arkasına geçmişken, 59. dakikada Alex ve Güiza’yı çıkartmıştı ya oyundan çok tecrübeli. İşte o an, 8 Şubat 2009 Pazar akşamı, saatler 20:15 civarındayken, cümleler kurulmaya başlamalıydı gelecek sezon için. Biz sadece şunu dedik oysa, “Bundan böyle ağzıyla kuş tutsa, ‘Aragones Fenerbahçe’de teknik direktörlüğe devam etsin’ veya ‘İspanyol akıllı bir teknik adam’ ya da ‘Dede bilinçli bir hoca’ cümleleri kurulmaz bu satırlarda. Belediye maçının ikinci yarı değişiklikleri var ya; bu yeter, tekniği de, direktörlüğü de, kafayı da, bilinci de, geç de olsa anlamaya...”
Sözümüzün arkasında da durduk sonra, her zaman olduğu gibi. Demedik, denmemesi gerekeni...
Neyse, geçmiş olsun! Gelecek sezon Fenerbahçe Spor Kulübü Profesyonel Futbol Şubesi A Takımı’nın başında çok çok çok tecrübelinin olmayacağı artık belli.
Peki, ya yenisi!
Her şey ‘sil baştan’ mı? Yoksa buraları ve Sarı-Lacivertli takımı az-çok tanıyan biriyle biraz farklılaşarak mı? Hangisi daha mantıklı?
‘Sil baştan’sa ve bu “hedefimiz gelecek sezon değil, uzun vadeli bir plandır futbol takımımız için..” açıklaması da duracaksa yapılanmanın arkasında, eyvallah! Saygı ve destek bizden...
‘Sil baştan’sa ve böyle bir duruş olmazsa arkasında, başarılı olunması zor ve her türlü sonuç, her türlü tepki normal ve kaçınılmaz, söylemesi bizden!
Şöyle koşan, 90 dakika mücadele eden, Kadıköy ve deplasman ayırt etmeyen, rakip seçmeyen, zirve rakiplerini sürekli yenemese de, dengi olmayanlara hem yurt içi hem yurt dışı karşılaşmalarda puan kaybetmeyen, Fenerbahçe kültürüne uygun, yani Brezilya ekolünden tamamen kopmamış, ancak tam bir kolej takımı oluşturabilecek bir teknik direktör mesela...
Abartılı bir hayal mi acaba!