Denizli kaybetti!
Haberin Devamı ›
Hani derler ya, “Bunca yıllık kabzımalım, böyle küfe görmedim” diye. Fatih Egedik’in orta gelirken açtığı sol koluna çarpan topun penaltı olarak değerlendirilmemesi böyle bir şey olsa gerek. Ya, yardımcı sonradan kıvırmaya çalışsa da, taçtan gelen topa kalkan ofsayt bayrağı, küfenin ağa babası değil de ne! Adam arap olur, Yasin’in Volkan’a attığı, kaleciye pas değilse!
Hakemler bir yana, son bir buçuk senenin en baskılı Fenerbahçesini izledik dün akşam Denizli’de. Tabii ki, sadece ilk yarıda. Biraz beceri, biraz da şans olsa Sarı-Lacivertliler’de epeyce fark olurdu. Ortaya çıkacak skor, sezon boyunca konuşulurdu.
Ne hikmetse, ikinci yarıda değişti külahlar. Bu kez, top hep evsahibindeydi. Ancak, hakemlerin belki de tek doğru kararıyla, ofsayttan attıkları gol dışında, pozisyon konusunda Fenerbahçeliler kadar üretken değillerdi.
Ne var ki, üretkenliğe bakmıyor futbol denilen oyun. Neticeye bakıyor. Başta Souleymanou’nun paslarıyla bir tane bile atsa Horoz, Kanarya’nın Denizli laneti hala sürüyor olabilirdi.
Karşılaşmayı daha fazla hak eden tarafın kazanması, başta hakemler olmak üzere çok kişiyi kurtardı. Alınan üç puan, gelecek hafta lideri konuk edecek Fenerbahçe için oldukça anlamlıydı. Denizlispor’un kaybı ise, sadece üç puanla kalmadı. Futbolcusundan, tribünlere, hatta protokole kadar, bir zamanlar örnek gösterilen Horozlar sınıfta kaldı. Hadi, gençler bir kenara da, yaşını, başını almış, emeklilik çağında milli takıma kadar yükselmiş Yusuf, daha dikkatli davranmalıydı.










