Çok geç olmadan!
Haberin Devamı ›
Bir hedeften, istenmese de uzak kalınabilir. Bir ya da birkaç sezon, bir şampiyonluk, ikincilik veya daha aşağı sıralardaki ciddi beklentiler göz ardı edilebilir, maksat sadece sporsa.
Bilimsel konularda, eğitim, öğretim söz konusu olduğunda, sağlık en öne konulduğunda, ekonomi denilen gerçeklik, yasama, yürütme, insan hakları, özgürlük, bireyleri kitle, kitleleri toplum, toplumları millet, milletleri devlet, devletleri bağımsız ve saygı görülmesi gereken olgular olarak ele aldığınızda, böyle davranamazsınız ama...
Yemek ve ihtiyaç molaları dışında, günde 8 saat çalışmanız gerekiyorsa; 8 saat çalışmanız gerekir. Kaytardığınız süreler; kurallar sizi takip edemediğinden, siz ve yöneticiniz konumundaki bireylerle ilgili bir şeydir.
Kişisel, kurumsal, ideolojik, yasal ve anayasal kurallar da böyledir. Hatta din bile; uygulayan ve denetleyene kalmış, yazılan ya da yazandan bağımsız yürüyen işlerdir.
Yazılan tabii ki, önceliklidir. Ancak ya uygulanmazsa, bire bir hayata geçirilmezse. Yazılanın uygulanmasından sorumlu olan, eğilip bükülmemesi gereken olmasına rağmen, aslında iki büklüm yürüyense!
Bir düşünsenize, Müslümanlar’ın Kıble’ye dönmeden, rasgele namaza durduğunu. Bir düşünsenize, Kitab’a rağmen, komşu açken uyunduğunu. Bir düşünsenize, sosyalist veya aslında komünistlerin en rahat hayatlara kurulduğunu. Düşünsenize yoksulların, işçi sınıfının, patronların emrine amade olduğunu. Düşünsenize, bir hukuk devletinde, yasamanın yürütmeyi ‘Allah’ katına koyduğunu.
Aragones’in ‘dünya’nın en iyi teknik direktörü olduğunu kabul edin mesela ve Türkiye’nin en büyük düşmanının Azerbaycan olduğunu. Türkiye’nin en büyük dostunun Ermenistan olduğunu düşünün mesela ve Güiza’nın çok büyük bir golcü olduğunu.
Sonra, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın değiştirilemez ilk üç maddesini öğrenin hâlâ bilmiyorsanız ve onu değiştirmek için harcanan çabaları da düşünün ayrıca... Ve bu konuda ne yaptığınızı düşünün bu güne kadar...










