Çok büyükler!

Haberin Devamı ›
Her gün biraz daha yaşlanıyoruz doğal olarak; hepimiz. Böylece hergün biraz daha tecrübe kazanırken, beyin hücrelerimizin gerekli olanlarının da yavaş yavaş ölmesiyle, bazen de saçmalıyoruz...
İlk yarıda sahanın en iyisi, kuşkusuz Selçuk’tu. Galatasaray’ın sağdan girip, sola gol pası dağıttığı ilk 20 dakika içinde, Lugano’yla birlikte tek direneniydi takımının. Topu çalarken, rakip bozarken, aldığı topu olumlu olarak ileriye aktarırken hep başarılıydı. Devrenin bitmesine sadece bir dakika vardı. Selçuk kadar tecrübeli bir oyuncunun, o bir dakikakayı bile çıkaramayacağını düşünen, çok çok çok tecrübeli İspanyol dede, soyunma odasını bile beklemeden onu oyundan aldı.
Galatasaray’ın sağdan gelip, sola aktardığı dört gol pasını saymazsak, fazla zevkli geçmeyen ilk yarının en önemli olayı da buydu.
İkinci yarı daha da zevksiz ve büyüklükten dem vuranlar için son derece yakışıksızdı. Sabri, Emre Aşık ve Emre Belözoğlu ise, yakışıksızların başını çekiyordu. Spor adına utanılacak insanlar bunlar. Lugano’nun onlara uyması da büyük hataydı. Arda ile Semih’e ise hiç yakışmadı. Adam gibi adamlar, gençler için örnek olanlardı onlar düne kadar. Umarız, bundan ders alır, kendilerine de Hakan Balta, Carlos, Alex gibi sporcuları örnek alırlar.
Futbol, skor ve spor ahlakı bakımından iki büyüğün de utanması ve tüm Türkiye’den özür dilemesi gereken bir oyun oldu. Beraberlik de, en iyisi oldu. Hadi güle, güle...