MENÜ

Buraya kadar

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Dün akşam oyunun ilk bölümlerinde, Daum’un Serkan, Aurelio ve Selçuk’la hayata geçirdiği bu düşünce beklenen mücadele ve direnişi gerçekleştirdi. Zaten bu üç oyuncu, Tuncay’la birlikte dün akşam takımın en iyileriydi.. Ve rakibe ilk toplarda basan, oyunu ileri oynamaya çalışan Fenerbahçe, Lyon’luların hiç ummadığı bir rakipti. İşte tam bu sıralar, aylardır kulübede paslanmaya mahkum edilen Selçuk’un golüyle öne geçildi. Golden sonraki birkaç dakika da, Sarı - Lacivert’e gönül verenler için umut verecek tempoda geçti. İlerleyen dakikalarda oluşmaya başlayan enerji kaybıyla birlikte orta alandaki direniş azalınca, savunmanın her iki kanadındaki zaafiyet, Lyon hücumcuları için tadından yenmez hale geldi. Solda Deniz, kademe ve hamle hatalarının yanına katık ettiği düşük pas yüzdesiyle ne yazık ki, Fenerbahçe’nin en kötü neferi olarak sivrildi. Sağda da Ümit Özat, biraz da Luciano’nun zayıf kademesi eşliğinde rakip atakları kesmek yerine, onlara sadece eşlik etti. Takımın teknik kapasite zaafı nedeniyle kazanılan topların yeterli sürede Fenerbahçe’de kalmayışı ise, Lyon’un defalarca ve ani tehlikeler yaratmasının başlıca nedeniydi. İkinci devrede yeniden dengelenen oyuna rağmen, özellikle Deniz’in kanadında oluşan onarılması güç delikler, bir Avrupa maçının daha hüsranla sona erebileceğinin en önemli işaretiydi. Tuncay’ın, “Belki beraberlik” sorusunu gündeme getiren golü de, Servet’in tecrübesizce gördüğü kırmızı kart ve Rüştü faktörü ile birlikte güme gitti. Acemice hatalarla uzatmalarda yenilen gollerle Şampiyonlar Ligi defterinin kapanması bir yana, Servet ve Serkan’ın Prag’da oynayamayacak olmaları, aslında dün akşam alınan yenilgiden bile önemliydi. Fenerbahçe dün akşam belki de, bu sezonki Avrupa serüvenine toptan veda etti...

YORUM YAZ