Arama

Popüler aramalar

Bir daha seyredeyim

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Uche Okechukwu yani bizim Deniz Uygar için Radikal’de yazmıştık yıllar önce. O, futbolu ve bizi bırakmadan dökelim içimizi, hayranlığımızı, sevgimizi diye...

Futbol bu işte; bazıları der ya “yaşam gibi” diye, gerçekten öyle geliyor insana, çok özel birileri gidince.

Yakın bir gelecekte de, sıra Alex’te. Çokları iç çekip, daha gitmeden onu özlemeye başlayacak, ‘Büyük Usta’ Alexandro de Souza’yı artık seyredemeyecek diye...

Yürüdüğünü iddia edenler ve bunu çağdaş futbola aykırı bularak, zaman zaman onu acımasızca eleştirenler, bakalım ne düşünecek onun bu sayfadaki istatistiklerini görünce!

Tabii ki sayılardan, kıyaslamalardan oluşmuyor futbol denilen oyun, sahanın içi asıl gösterge. Belki daha anlam kazanır ve daha bir çarpıcı olur ‘Büyük Usta’nın 237 resmi karşılaşmada 99 kez asist yaptığı bilgisini de verince!

O da kesmezse beğenmemek de ısrar edenleri, bazı özel ve hafızalardan silinmesi zor saha içi anları da hatırlatılabilir tabii. Yok yok! Sportmenliği, adamlığı, örnek tavırları değil kastettiğimiz. Mesela, 13 Mart 2005’de Kadıköy’deki Gençlerbirliği mücadelesi ve o maçtaki üçüncü Alex ve üçüncü Fenerbahçe golü. Hani dişini sıka sıka, taban göstere göstere attığı 89. dakikada... Mesela, 27 Ağustos 2005’de, Samsunspor maçının 17. dakikasında, spikeri “Yok böyle bir gol, yok böyle bir gol” diye bağırtan muhteşem röveşata... Mesela 12 Aralık 2007’de CSKA’dan gol yiyip yenik duruma düşmelerine isyan edişi, santrayla birlikte göğsünden yumuşacık yere, yerden ve 25 metreden sertçe çatala, “dağılın leen!” edasıyla topu gönderişi. Geride bıraktığı 5 buçuk sezonluk destansı futbol hikayesinden sadece üç küçük hatıra az önceki satırlar. Büyük hayranları, ona tribünlerde açıkça tapanlar, kim bilir bir çırpıda daha neler neler sıralar, asla unutulmayacak olan...

Zeki Rıza Sporel, Cihatlar, Lefterler, Canlar, Fikretler nasıl gelip geçmemişse marştaki gibi, Alex de geçmeyecek Fenerbahçe’den. Kalıcı olacak hep. Birileri bir gün gelip “O da kim ya!” demeye kalkışırsa, birileri değer verilmeyen istatistikleri gözüne sokacak, “Oku” diye...
Ve bir gün, bir şarkı mırıldanacak giderken arkasından bu satırları yazan, “Madem ki gidiyorsun bırakıp burda beni. Bir daha seyredeyim, ne olur dur da seni”...