Anadolu derbisi
Haberin Devamı ›
Lig lideri ile dördüncüsünün kapışması olacaktı. Heyecan diz boyu, hatta gırtlağa kadar, yürek dayanmayacaktı...
Beş, on dakika kadar gerçekten öyleydi. Sonra, Sarı-Beyazlılar alıştılar sahaya ve sanki onları selamlayan havaya. Ayağa, tek toplarla, sakin ve daha çok sağ kanadı kullanarak. Hazır Gökhan Gönül gününde, Deivid de onun önündeyken; ard arda, dalga, dalga...
Semih ve Selçuk, kafalarını iyi kulansalar mecazi anlamda, Alanya maçı kıyaslamaları başlardı henüz ilk yarı sonunda...
Ancak, onların kullanamadığı kafa Alex’te vardı, yine mecazi anlamda. Bir de Semih bu kez kafasıyla değil, ayağının kenarıyla.. Ve pas, yine pas, ille de pas, ayağa, sakin ve güzel pas, ne güzel oyun. Sivassporlular sahada, gönül verenleri tribünde hep birlikte, keyfine varın, iyice doyun...
İkinci yarı Alex, Deivid ve yine Alex daha dikkatli olsa ya da Kezman’daki şans onlarda olsa, tabii yine mecazi anlamda, sahasında 10 maç üst üste kazanan Sivas’ın hali nice olurdu!
Anadolu derbisi bu! Yok ötesi. Ne var ki, Fenerbahçe ciddiye alınca işi, yenilmiyor memlekette, boş laf gerisi.
Bırakın yenmeyi, karşı bile durmakta güçlük çekiyor rakipleri. Dönün arkaya bakın; derbiler, zor denilen deplasmanlar, İnter dışındaki Avrupa Kupası karşılaşmaları, bunun delili.
Büyükşehir Belediye karşılaşmasından sonra, “arkadaşlarla bundan böyle kaybetmeme kararı aldık, bu nedenle her rakibi ciddiye alacağız” gibi saçma sapan bir şeyler söylemişti Alex. Doğruymuş meğer.
Aslında Süper Lig’in hayrına imiş ciddiyetsizlikten dolayı yitirdikleri. Şampiyonluk yarışı ve heyecan erken biterdi, baştan asılsalardı eğer...










