Arama

Popüler aramalar

10 olmadı!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Oldukça uzun zamandır, bir Avrupa Kupası karşılaşmasını “kesin yenilir” diye beklemiyorduk Sarı-Lacivertliler’in. Hatta yenilginin ötesine geçip, “çarşı 9’a razı, 10’a karşı” mesajı bile atabiliyordu Küçükkuyu’dan Fırat! Neyse ki bugün 6 Kasım ve zor bir maçları var, yoksa tıpkı Beşiktaşlılar gibi Fenerbahçeli dostlarını kızdırır, bu beklentiye kayıtsız ve sessiz kalmazdı Galatasaraylılar!
İlk maçta olduğu gibi, takır-takır veya tıkır-tıkır top çevirince Arsenal, beklentileri karşılayabilecek pozisyonları da buldu ilk yarıda. Ancak hem şans yanımızda hem de Eskişehirspor karşısındaki Volkan kalemizdeydi! Doğrusu, Gökhan da elinden gelenin en iyisini vermek için didinip durdu. Diğer en iyiler ise Lugano ve Edu’ydu.
Topu kazanınca peklik çekmek, yani çıkamamak, Kanarya’nın yine en büyük sorunuydu. Alex’in yokluğunda Semih de bu kadar rakibe oynayınca, oyunun adı ‘tek kale’ oldu. Uğur yine geriye-geriye, Selçuk elle top kesmek, ofsayt bozmak, rastgele topa vurmak dahil hep onların lehine, Kazım da kendine oynayıp durdu. Geriye ne kaldı zaten rakip kaleye gidebilmek için...
İkinci yarı daha iyiydi ilkine göre. Rakip kaleye yine gidemesek de (bir kere gidecektik ancak, Güiza’nın Uğur’a attığı gol pası değildi) hiç olmazsa o kadar pozisyon yaşamıyorduk kalemizde. Edu, Lugano’yu bile geride bırakıp ön plana çıkacak kadar oynuyordu. Zaman ve futbol genellikle orta alanda akıp, gidiyordu...
Bitime dakikalar kala, neredeyse bütün takım çok yoruldu. Eh! Biz oturduğumuz yerde yorulduğumuza göre, bunu da eleştirmeyelim artık!