MENÜ

Üç maymun!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fenerbahçe'nin başlangıç kadrosunda Alper'in Sow'a tercih edilmesi bir antrenör açısından son derece büyük bir riskti. İsmail hoca, diken üstünde olmasına rağmen Olimpiyat'ta Beşiktaş'a karşı bu riski aldı. Beşiktaş gibi bir tempo takımına karşı kazanmak için vites yükseltmekten başka şansı yoktu. Alper dripling yeteneği çok gelişmiş bir oyuncu. Oyunun her saniyesinde topla dalış yapma potansiyeli var. Necip'in arkasında bıraktığı alana ilk koşusunu yaptığında Emenike'ye golü attırdı, Beşiktaş'ı büyük bir kaosa sürükledi.

Bu erken gol oyun mottosu coşku olan Beşiktaş'ı acemi bir kolej takımına dönüştürdü. Biliç ve öğrencilerinin, Arsenal - Tottenham gibi standart üstü rakiplere karşı bile kaybetmediği oyun dengesini Fenerbahçe'ye teslim etmesi bir tesadüf değil, doğru stratejinin yanlış kurguya üstünlğüydü. Doğruyu İsmail Kartal yaptı. Ligin en akıcı sol kanadına sahip Beşiktaş'a karşı Kuyt ve Gökhan Gönül ile aşılmaz bir set çekti. Savunmasına güvenmediği Sow'u yayına oturtup Alper'i sol açığa sürerek Beşiktaş'ın en zayıf karnına ölümcül darbeler indirdi.

Dengeyi Necip bozdu

Yanlışı ise, 92 kuşağının en erken ve en çok şans bulan futbolcusu olan Necip Uysal'ı, Erciyes mağlubiyetine doğrudan zemin hazırlamasına rağmen sağ bekte kullanmaya devam ederek Biliç yaptı. Erciyes maçının 89. dakikasında Edinho'nun attığı goldeki seyri, uzatma dakikalarında takımın topla tüfekle ataktayken yanlış pas tercihiyle yenilgiyi hazırlaması ve son olarak da Alper'in Emenike'ye asistindeki sessiz takibi. Necip'ten sağ bek olmayacağına şüphe yok. Arsenal maçında Casorla'yı içeriye katederken durdurmak için sol ayağından faydalanmak için İsmail'i sağ bek yapmak ne kadar doğruysa, onu Fenerbahçe'ye karşı kulübede tutmak o kadar yanlıştı. Biliç forma adaletiyle bilinen bir antrenördü. O halde Necip'in daha ne kadar hata yapması gerekiyor sağ bekten azledilmesi için. Beşiktaş iki maçı üst üste bir oyuncu yüzünden kaybediyorsa burada sorun sadece hatayı yapan oyuncunun olmaz sanırım. Antrenörler biraz da bunun için var.

Farkı Emenike yarattı

Emenike bu ligin en hızlı forvet oyuncusu. Topsuz oyunda da en iyilerden birisi. Alper topu Necip'in arkasına indirdiğinde, stoperlerin arasına o kadar güçlü bir koşu yaptı ki, pozisyonu ayağına çağırdı. Sürekli öne çıkarak, rakip sahada oynamaya çalışan Beşiktaş'ın karakteristik özelliğini bozan oyuncuydu. Beşiktaş'ın stoperleri hep arkalarını kollamak zorunda hissettiklerinde orta yayın önüne geçmeye cesaret edemediler. Olcay 33 ile 43 arasında iki sarı kartla atılınca Emenike'nin varlığı bir kat daha önem kazandı. Kuyt ile Gökhan'ın önü açıldı, kafalarını her kaldırdıklarında rakip defansın arkasına hareketlenen Emenike'yi buldular.

Emre'yi kimse duymadı

Gökhan Töre, Erciyes maçında 4. hakeme f..o.. dediği için Bülent Korkmaz'ın uyarısıyla oyundan atılmıştı. Olcay Şahan'ın kırmızı kart gördüğü pozisyonda Emre Belözoğlu, tam 4 kez Töre'nin kullandığı kelimeyi sarfetti. Pozisyon çizgide, yani 4. hakemin 5 metre kadar önünde gerçekleştiği için Emre'nin bu eylemini görebilecek durumdaydı. Bu da bir yorum farkı olsa gerek. Töre gibi düşündüler sanırım. Ne de olsa bir ağız alışkanlığı canım dediler. Saha içerisinde rakibine saygısızlık yapıyorsan, hakeme saygısızlık yapıyorsan ya da takım arkadaşına saygısızlık yapıyorsan bunun cezası vardır. Bizimkisi bir saygı sorunu. Töre'nin atılması doğruydu, Emre'nin de cezalandırılması gerekirdi. Küfrün sana göresi bana göresi olmaz. Küfür küfürdür. Aslolan saygıdır. Sahi biz onu yitireli çok oldu değil mi?

YORUM YAZ