Sakinliğin zaferi
Haberin Devamı ›
Kadıköy’deki 2-0’lık avantaj elbette ki tüm futbolcuların üzerinde bir rehavet bulutu örecekti. Maça oyunu tutmak için Selçuk-Meireles-Baroni ile başlandığı için ilk yarı üretkenlik sıfır civarıydı. Buna mukabil oyunu tutmak da çok mümkün olmadı.
Aykut hoca topun takımında kalmasını istiyor, şartlar ne olursa olsun. Bunu her hoca ister ama her takım yapamaz. Pas trafiğinin içinde herkesin yer alması halinde Fenerbahçe keyifli bir takım haline geliyor. Roma’da da 20 ile 30. dakikalar arası böyle bir takım vardı sahada.
İnsanlar ve kulüpler gibi oyunun da kader çizgisi vardır ve çok incedir. Maçın 20. dakikasında Fenerbahçe pas yapmaya başladı. Gökhan Gönül, orta sahada 5 metre önündeki Meireles’e o kadar kötü verdi ki topu, Raul rakibine tabanı gösterdi. Hareketi devam ettirse direk kırmızı. Peki bu kadar üst seviyede pas kalitesi nerede? Bir kaç dakika sonra da gecenin hayal kırıklığı Baroni aynı hatayı yapıyor. Pas temelli takımlarda zinciri bozan oyuncu sayısı üçlere, dörtlere ulaşınca amaç hasıl olmaz, olamaz. Sadece bizimkilere has bir özellik değil bu, Baroni de Webo da aynısını yapıyor. Çünkü yetişme tarzı aynı, Brezilyalısı da Kamerunlusu da doğaçlama oynuyor bu oyunu. Pas takımıysan doğaçlama oynamayacaksın.
Lazio’nun hocası Petkoviç dün Luliç ile golü bulduktan sonra çılgın bir hamleyle üçüncü santrforu Floccari’yi de sahaya sürdü. Aykut hocaysa Baroni ile Salih’i değiştirdi. O Salih girdiği dakika içerisinde Caner’in golünün hazırlanışında en önemli pas halkası oldu.
İşte iki karakter farkı, işte sakinliğin zaferi.
Tebrikler Aykut Kocaman ve sakin kalmayı başaran öğrencileri. Avrupa Ligi’nde Fenerbahçe bu sezon gerçekten de tarihi başarılara imza atıyor. Yarı finale kadar deplasmanda hiç kaybetmedi.
Şimdi sırada yarı final var. Bugün şanslı bir kurayla ver elini Amsterdam.