Arama

Popüler aramalar

Oscar'lık açılış

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

2012 Londra Olimpiyat Oyunları finalinde Brezilya, Meksika karşısında 90. dakikaya 2-1 geride girmişti. Oscar o kadar müsait bir pozisyon buldu ki, golü yapmaması için hiçbir sebep yoktu. Fakat yapamadı. O gün Meksika kupayı kaldırdığında, Oscar saatini 2014'e kurup Chelsea'de gelişimini sürdürmeye koyuldu.

Açılış maçında tüm dünyanın gözü Neymar'ın üzerindeydi belki. Ama Neymar'dan daha büyük oynayan Oscar'dı. İki yıl önce finalde kaçırdığı golle ülkesinin kupa umutlarını tüketen Oscar'ın Brezilya'nın yeni oyun tarzında çok önemli bir rolü var. Rakibinin içinde oynuyor resmen, her topa ayak sokuyor, baskıyla bunaltıyor, tam bir Chelsea 10 numarası gibi. Scolari de bunu istiyor zaten Oscar'dan. Evet Neymar için bu turnuvayı izleyen çok insan var. Maradona 1986'da Arjantin ile kupayı kaldırırken, Ruggeri, Valdano, Burruchaga'ya çok şey borçluydu. Neymar'ın da kupa yolundaki en büyük destekçisi de Oscar olacak.

Brezilya daha Avrupai olmalı!

Dünya kupalarında şampiyon olan takımların turnuvada kaç tane Avrupalı rakiple oynadıkları önemli bir göstergedir. Eski kıtada futbol daha sert oynanır Latin'lere oranla. 1998'de Fransa şampiyon olurken sadece 3 Avrupalıyı yenmiş, 2002'de Brezilya 5 Avrupalıyı geçmişti. Aynı turnuvada biz kendi kıtamızdan kimseyle karşılaşmadan yarı finale kadar gittiğimiz için hep aklımızın bir köşesinde 'acaba' kalmıştı.

2014'te 13 ülke eski kıtadan gelmesine rağmen, Brezilya da fahri hemşehrilik kontenjanından Avrupalı sayılacağa benziyor. Ama bunun için daha temaslı oynamaları şart. Koca maçı sadece 5 faulle kapatırlarsa takım savunması açılış maçında olduğu gibi SOS verir.

Yine de Scolari'nin sahaya sürdüğü kadronun 11/9 Avrupa'da forma giyiyor oluşu Brezilya'yı Avrupai bir tarza sürüklüyor. Thiago Silva'nın 40, David Luiz'in 50 milyon Euro'ya PSG'ye transfer olduğu, Dani Alves'in Barça'dan gitmek için 30 milyon Euro bonservis getirmesi gerektiği ve Marcelo'nun Real Madrid marketinde benzer değere sahip olduğu düşünüldüğünde Scolari'nin elinde dünyanın en pahalı defansının olduğunu söylemek yanlış olmaz. Fakat Marcelo'nun kendi kalesine attığı gol, bu standartta bir defansın yiyeceği gol değildi.

Tabuları yıkan maç

Açılış maçları genelde sıkıcı geçer ama Brezilya-Hırvatistan müsabakasının seyir zevki hep yüksekti. Hırvatların ilk 20 dakikadaki sertlik dozajı Brezilyalı oyuncuların olmak istedikleri seviyenin bile üstündeydi. Geride kalan sezon hem Şampiyonlar Ligi kupasını hem de Avrupa Ligi'ni kazanan iki orta sahası Modric ve Rakitic ile orta alanda top kontrolünü sağlayan Niko Kovac, 34'lük Olic üzerinden dikine hücum etti.

Brezilya kadar Hırvatistan da ışık verdi. Maçı 3-1 kaybetmelerine rağmen orta alan baskısı Scolari'nin çok güvendiği Paulinho-Gustavo duvarını yıktı. Hulk'a kariyerindeki en kötü geceyi yaşatan Perisic-Srna'nın sağ kanat savunmasını da yabana atmamak gerekir.

Son söz hakeme. Maçın kalitesi ne kadar yüksekse Fred'in Oscarlık düşüşüne Japon hakemin çaldığı penaltı da o kadar kötüydü.