Ne yerse yesin artık!
Haberin Devamı ›
Halk arasında umutsuz bir vakayı anlatmak için meşhur bir replik vardır; ‘Doktor ne yerse yesin dedi’ diye. Galatasaray’ın durumunu bundan iyi anlatacak bir söz dizisi yoktur sanırım. Bu buhranın birinci sorumlusu yönetimdir. Kabul etmek gerekir ki, Dursun Özbek iş hayatında yeterli tecrübeye sahip olsa da spor yöneticiliğinde henüz o seviyede değil. Aldığı her karar yaptığı her açıklama türlü çelişkilerle dolu. Galatasaray’ın yönetimdeki hali neyse sahadaki hali de o aslında. Ekim ayından bu yana tam 8 deplasmandır kazanamayan bir takım Galatasaray. Çok kolay top kaybedip hücumdan savunmaya geçişlerde geç reaksiyon veriyorlar. O yüzden de top Muslera’ya kolay geliyor. Gaziantepspor’a bol pozisyon vermelerinin sebebi de buydu.
Cesaretine ne oldu?
Lige havlu atacaksın, Avrupa’ya veda edeceksin sonra Gaziantep deplasmanına gelip Umut Bulut ile gol arayacaksın. Podolski cezalı, Umut bu kadar kötüyken neden Volkan Pala’yı oynatmaya cesaret edemez Mustafa hoca. Burak Yılmaz’ı Çin’e satmak bile genç Volkan’a fırsat kapısı açmıyorsa ya oyuncuda yeterlilik sorunu var ya da Denizli’de o cesaret yok. Eğer problem yeterlilikle ilgiliyse Florya’yı teslim almaya gelen Mustafa hoca dükkanı kapatsın. Yok cesaretle ilgiliyse, biri hocaya 30 yıl önce ülke futbolunda cesaretin sembolü olduğunu hatırlatsın.
Marcal’ın anlattıkları
Gaziantepspor bu sezon Mutlu Topçu ile başka bir boyutta oynuyor. Ocak ayında Muhammed Demir’i satmasına rağmen oyun standartlarını koruyor. Mutlu hoca, Habibu’nun sakatlığında Emre (94) ve Orkan’ı (96) iki kanada koyarak sol ön oyuncusu Larsson’u santrfor oynattı. Bu önemli bir cesaret gösterisiydi aslında. Emre Nefiz attığı gol, Orkan da asistiyle Mutlu hocanın cesaretini ödüllendirdi. Sezon başında Benfica’dan kiralanan sol bek Marcal’ı devre arasında eski kulübü çağırmasına rağmen Brezilyalı oyuncu Gaziantepspor’a borcu olduğunu söyleyerek gitmedi. Sanırım bu aidiyet duygusuna sahip tek bir Galatasaraylı oyuncu bulamazsınız.