İpler Aslan'ın elinde
Haberin Devamı ›
Dün gece de benzer senaryo vardı Arena’da. Burak Yılmaz kazandırdığı korner sonrası tribünleri coşturuyordu Melo misali. Maça sol bek başlayan Dany sağ dipte Drogba’nın sıkıştırdığı topu gitti, aldı, ortaladı Melo kafayla golü yaptı. Nefis bir sinerjiydi ve bu fitili ateşleyen küskün Burak’tı.
Luis Van Gaal, Bayern Münih’in başına geçtiğinde Euro 2008’den şampiyon dönen Scweinsteiger’i sağ kanattan ön liberoya kaydırdığında oyuncuya yep yeni bir görev tanımı yaptı. O artık vazgeçilmez bir ön liberoydu.
Burak Yılmaz da kariyerinin çıkış sezonunda yani 2010-11’de santrforda Umut varken Trabzonspor’un sağ açığıydı. 20 gol atmıştı o sezon. Sonrasında Umut’u Fransa’ya ihraç edince santrfora oturdu. 33 golle krallık geldi. Kolay değildir bu değişimleri kaldırmak. Psikolojik eşiğinizin yüksek olması gerekir. Burak’ta düne kadar bu eşik çok aşağıdaydı. Ama Burak belki de bu sezon ilk kez bu kadar istekliydi. Yine çok kaçırdı ama isyan ateşini yakan ilk oyuncu olması onu kahraman yapmaya yetti.
UEFA bile Galatasaray’ın oyun şablonunu çözemedi dün gece. Maç listesinde -ki genelde oyun formasyonlarını doğru yazarlar- Mancini’nin bu kadroyla 4-4-2 oynayacağını tahmin etmişler. Oysa Mancini, Burak’ı 4-2-3-1’in solunda Bruma’yı da sağında sahaya sürdü. Bu şablon Galatasaray’ı farklı kılan en önemli unsurdu. Tabii sistemin yanında takımın coşkusu ve sol bek Dany ile sağ bek Eboue’nin asistleri geceye damga vurdu. Real’in Juventus’u yenmesiyle gecenin kazananı Galatasaray oldu. Şimdi ipler Aslan’ın eline geçti.