Buz değil iş kazası!
Haberin Devamı ›
Cristian orta alanda rahat bir pozisyonda takım arkadaşına pas atmak isterken ayara girip sıfırdan pozisyon üreten ve devamında golü bulan Akpala bir anda maçın seyrini değiştirdi. Nijeryalı Akpala, Werder Bremen’den kiralık olarak geldiği Karabük’te Lua Lua’nın etkinliğine de son vermesi açısından Tolunay Kafkas’ın sigortası.
Fenerbahçe’yi buzlu zeminde kendine getiren bu gol oldu aslında. Orta alanda Alper-Topal’ın direnci Cristian’ın daha önde oynamasına yardımcı oldu. Kuy-Sow ve Emenike arasındaki değişim baş döndürücü boyutlara ulaştığında zaten gol de gecikmeden geliyor. Fenerbahçe’nin attığı golde tüm kritik oyuncuların ayağı topa değdi. Cristian’ın nefis topuk pası maçın başında yaptığı hatayı affettirecek estetik özelliğe sahipti. Ama asıl bunu gole çeviren Emenike’nin vuruşu tam bir santrfor vuruşuydu.
Fenerbahçe’de bir tane oyun merkezi yok. Maçın gidişatına göre değişen oyun merkezleri beliriyor. Özellikle orta alan ile santrfor üçlüsünün uyum kat sayısı Ersun hoca ve öğrencilerinin skor gücünü artırıyor. Nitekim ligin 16. Haftası oynanırken Fenerbahçe’nin sadece santrforları 29 gole imza attı. (Sow: 8, Kuyt, Webo, Emenike: 7) Böyle bir hücum gücü ligin daha ilk yarısı bitmeden Fenerbahçe’yi zirvede tek başına bırakmaya yetişor da artıyor bile…
Ersun Yanal’ın oyuncu değişimlerinin formülü artık ezberlendi: Maç berabere gidiyorsa orta alandan bir oyuncu çıkar, Webo girer. Maçı önde götürüyorsa forvetten Sow-Emenike-Kuyt’tan biri çıkar Webo girer. Bu tercihler bugüne kadar Fenerbahçe’ye hep kazandırdı. Karabük karşısında da değişim tabelası kalktığında Yanal’ın tercihini kestirmek çok zor değildi: Alper çıkıp Webo girdi. Çünkü maç berabere gidiyordu. Oysa ki zeminin buzla kaplı olduğu, Karabük’ün de hücuma çok hızlı çıktığı düşünüldüğünde orta alan enerjisini yükseltmek için fiziksel gücü yukarıda bir Topuz’un oyuna girmesi oyunun senaryosunu değiştirebilirdi. Bazen alışkanlıklar ters tepebiliyor. Sonuçta da 15 hafta aradan sonra kaybedebiliyorsunuz.
Cezalı duruma düşen Bruno Alves’in sarı kartı Portekizlinin günahını almak gibi olmasın ama biraz ‘Happy christmas’ kartı gibiydi sanki.
Bu mağlubiyeti zemine bağlamak büyük hata olur çünkü Karabük buzda müthiş tempo yaptı ve ritmi ayarlayan takım oldu. Karabük’ün hakkını da teslim etmek gerek. Tolunay hocanın takımı son 7 maçını kaybetmeden Fenerbahçe’nin karşısında çıktı. En son TT Arena’da Galatasaray’a yenildikten sonra sahadan hiç boynu bükük ayrılmadı. Zaten ibresini yukarı döndürmüş vaziyette çıktı Ersun Yanal’ın karşısına. Bunda tabii ki Lua Lua’yı dışarıda bırakıp Akpala’ya sarılmasının da payı var. Karabük artık keyif veren bir takım hüviyetine büründü.