Otorite sıfır, kararlar yanlış!

Haberin Devamı ›
5 gün önce Şampiyonlar Ligi’nde Arsenal-Barcelona maçını yöneten Cüneyt Çakır’ın; bu mücadeledeki genel yönetimi içerisinde hem faullerde hem de gösterdiği kartlardaki standardı alın, bir de dün akşamki Fenerbahçe- Beşiktaş derbisindeki verilen-verilmeyen faulleri, gösterilen-gösterilmeyen kartları bir karşılaştırın. Aradaki uçurumun, ne kadar büyük olduğunu göreceksiniz. Şimdi soruyorum; Çakır’ın daha maçın 3. dakikasında Volkan Şen’in golü öncesinde, Alper Potuk’un, İsmail Köybaşı ile girdiği ikili mücadelede kendini yere ne kadar kolay bıraktığına çaldığı düdüğü, Avrupa’da yönettiği hangi karşılaşmada çalar!
Burada yaralayıcı hareket var
20. dakikada Caner Erkin ve Ricardo Quaresma’ya sarı kart gösterdi. Caner’in eliyle (-ki daha önce de aynı hareketi yapmıştı. Fakat görmezden geldi) kendisine yapmış olduğu ikinci itiraza sarı gösterdi. Peki, aynı pozisyon içerisinde Quaresma ne yaptı? 37. dakikada ise Beck, ayağındaki topa vurmak isterken telaşlandı ve topa kontrolsüz, dikkatsiz bir şekilde vurup, topun üzerinden önündeki Volkan Şen’in sırtına ayak tabanıyla yaralayıcı şekilde bastı. Bu hareket, kesinlikle kırmızı kartı gerektirir.
Çok geç müdahale etti
Ancak burada faul bile çalmadı, Beşiktaş lehine taç atışı verdi! Caner 42. dakikada, önce Quaresma’ya sert bir faul yaptı, hızını da alamadı, bir de önündeki Beck’e kontrolsüz bindirdi. Caner, 2. sarıdan kesinlikle atılmalıydı. Çakır, 65. dakikada Sosa ile Volkan Şen’in birbirlerini itmelerine, tutmalarına, tartışmalarına o kadar geç müdahale etti ki, gösterdiği sarı kartlara bu iki oyuncu bakmadı bile.
‘Tartışılırım’ korkusu yaşadı
Çünkü sahada oyunun kontrolünü sağlamada zorlanan, çekingen, ‘maçtan sonra tartışılma korkusunu’ yaşadığını, maçın başından sonuna kadar net biçimde gösteren bir hakem vardı. Volkan Şen’i oyundan çıkması sırasında bile; sanki genç birine nasihat verir gibi sırtını sıvazlamadığı kaldı! Burada bile, ‘sahanın otoritesi bende’ hissiyatını gösteremedi. Sonuç olarak; MHK’nın mecburen bu maça vermek zorunda kaldığı Çakır, bir kez daha Avrupa’da farklı, Türkiye’de farklı yönetim sergilediğini gösterdi.