İki penaltımızı vermedi
Haberin Devamı ›
Daha maçın ilk dakikasında yardımcı hakem, çizgideki ilave yardımcı ve orta hakem Wolfgang Stark’ın oluşturduğu bir üçgende, Vidic, topa sahip olan Umut’un bileğine ceza alanı içinde bastı. Yüzde 100 penaltı ve sarı kart. Arkasından Hamit ceza sahasına girerken kaleyi gördüğü anda topa vurmak üzereyken rakibinin darbesiyle hem kontrolünü kaybetti, hem topa vuramadı ve yerde kaldı. Bu da tartışmasız fauldü. Ancak bu pozisyonlara ‘devam’ diyerek daha maça başlar başlamaz direkt etki eden Alman hakem, daha zor görüş alanı içinde olan Burak’ın hareketine penaltıyı gözü kapalı ve tereddütsüz verebilme cesaretini gösterebildi. Alman hakem, Dany’nin Valencia’ya ve Elmander’in Nani’ye, yine uzatmalarda rakibinden önce davranan Aydın’a yapılan penaltıları vermedi. Bakıyoruz, maçın geri kalan bölümlerinde UEFA Finali yönetmiş ve hakemlik kariyeri açısından hiçbir şekilde endişe yaşaması söz konusu olmayan Alman hakem, oyuna hakimiyet ve cesaret olarak güven vermeyen bir yönetim sergiledi.
‘Çizgi hakemi günah çıkarttı!’
İlginç olanı da, Umut’a yapılan harekete yardım etmeyen ilave yardımcı, pozisyon ceza alanı dışında olunca Amrabat’a yapılan faulü uyararak günah çıkarmaya çalıştı. Tabii ki, verkaç yaparak attığı golle ofsayt olmadığı gibi Muslera’dan sekerek yakın mesafedeki Eboue’nin koluna çarpan pozisyonda da penaltı yoktu. Sonuçta atılacak bir golün bile son derece önem taşıdığı böylesine önem arzeden bir karşılaşmada Stark, iki takım adına da verdiği ve vermediği kararlarıyla maçın önüne geçen kişi olmayı başardı. Her ne kadar Manchester United adına vermediği penaltı pozisyonları olmuş olsa dahi Stark, temsilcimizin bu en zorlu deplasman sınavında öne geçme avantajını elinden aldı.